Seçim Senaryoları (8)

Aslında bu bölümün başlığı “Hırsızınızı Nasıl Arzu Ederdiniz?” olmalıydı. Ama serimizin başlığı Seçim Senaryoları olduğundan düzeni bozmak istemedim.

Son dönemde Sedat Peker, Muhammed Yakut ve Ali Yeşildağ üzerinden yolsuzluk ve fahşiyat ifşasına şahit olduk. Bu insanlar zaten kendi açıklamalarından da anladığımız üzere suçladıkları insanlar gibi suçlara ortak cibiliyetsiz şahıslar. Hepsi hapis yatmış, pisliğe bulaşmış kişiler. Dipleri kara olup seninki benden kara diyen insanlar. Her üçü de sağlam kazıklar yemiş ve intikam alma peşinde insanlar. Anlattıkları şeyler tarafsız değil, kendi pencerelerinden konuşuyorlar. Ama anlattıklarının çoğu doğru.


Ak Parti dönemindeki yolsuzluk inanılmaz boyutlarda. Benim duyduğum ve fakat ispatlayamayacağım, olayın şahidi veya doğrudan parçası olanların anlattıkları muvahecesinde bildiğim çok sayıda fahşiyat ve yolsuzluk var. Bir kısmı Peker, Yakut ve Yeşildağ’ın anlattıklarıyla birebir örtüşüyor. Bir kısmını ilk kez duydum. Piyasaya düşmemiş çok daha büyük yolsuzluklar da var. Yaptığım projeksiyon sonucu şu kanaate vardım. Benim bildiğim yolsuzluklar sokaktaki insanların bildiğinin yüz katı. Peker, Yakut ve Yeşildağ’ın bildikleri benim bildiklerimin yüz katı. Gerçekte var olan yolsuzluk büyüklüğü de onların bildiğinin yüz katı.


Türkiye siyaseti yolsuzluk üzerine kurulmuş. Ama her ekolün hırsızlık modeli farklı. Sol partilerde topyekün hırsızlık var. Genel başkandan kapıcısına kadar fırsatını bulan çalıyor. Ama tembel ve beceriksiz olduklarından kasaya hasbelkader ne girdiyse oradan çalıyorlar. O yüzden bazal belediyecilik ve devlet hizmetlerini dahi veremiyorlar. Ama çaldıkları meblağ çok büyük olmuyor.


Merkez sağ birkaç proje yapıp fahiş fiyatlarla ihaleleri kapatarak çalıyorlar. Ya da hiçbir şey yapmasalar da aracı müesseseler vasıtasıyla komisyon alarak çalıyorlar. Kalem olarak soldan az, ama meblağ olarak çok daha büyük hırsızlıklar yapıldı.


Erdoğan ve avanesi yolsuzluğu çok farklı boyutlara taşıdı. Bir kere vergilerle yetinmiyorlar. Sürekli çalışıp yeni rantlar üretiyorlar. Devasa gökdelenler, yollar, köprüler, barajlar inşa ettiler. Bu sırada büyük rant üretip inanılmaz vurgun yaptılar. Hem kalem olarak çok, hem meblağ olarak astronomik seviyede vurgun yapıldı.

Benim gördüğüm ülkeye en zararlı yolsuzluk tipi merkez sağınki. Çünkü hem çok çalıp hem az üretiyorlar. Ama sol ve Ak Parti yolsuzluklarının hangisi daha kötü kararsızım. Sol az çalabiliyor ama hiçbir şey üretmiyor, ülke olarak pek çok konuda geri kalıyoruz. Ak Parti devasa boyutlardaki yolsuzlukları çok büyük projeleri hayata geçirerek gerçekleştiriyor. Ak Parti döneminde ülke bayındır ve alt yapısı güçlü bir hale geldi. Yani sol ve merkez sağ iktidarlara nispetle inanılmaz eser ürettiler. “Çaldı ama çalıştı” şeklinde vatandaşlarımızın genelinde oluşmuş pozitif bir algı var. Ama burada gözden kaçırılan çok önemli ayrıntı var. Bu projeler hayata geçirilirken ormanlarımız, derelerimiz, şehirlerimiz geri dönüşü olmayan şekilde tahrip edildi. Bu yönüyle baktığımda sol mu Ak Parti mi daha tehlikeli çözemiyorum.


Erdoğan'a destek verdiğim dönemlerde bir arkadaşıma yolsuzluklarla ilgili veryansın etmiştim. Kendisi de Erdoğan'a destek veren bir arkadaşımdı. "Şöyle düşün" dedi. "Zorbalar bir kişinin parasına çökse ve haklarını gasp edince ne yapar? Gidip mafyaya paramı ve haklarımı kurtar der. Bu iş karşılığından da parasının yarısını mafyaya verir. Biz seküler devlet şebekesinin gaspettiği haklarımız ve paralarımızı alması için Erdoğan'a ve Ak Parti'ye baş vurduk. Onlar da haklarımızı tesis etti, karşılığında da mal varlığımızın bir kısmına kondu." Herhalde mevcut durumu en iyi özetleyen analoji budur. Ama artık bu görevini de yerine getiremiyor.


Erdoğan siyaseti o kadar farklı ve etkin yönetti ki, diğer siyasi figürlerin de gözünü açtı. Menfi ve müspet olarak standardları bir hayli yükseltti. Belediyecilikte çıtayı yukarı çekti ve sonradan iktidara gelen muhalif partiler o standardı yakalayamasa da eskisi kadar rezil belediyecilik yapamaz oldular. Sokaktaki insanların gönlüne giremeden iktidar olunamayacak bir siyaset arenası oluştu.


Şimdi bizi bekleyen asıl tehlike Erdoğan’ın gayrinizami devlet yönetimi ve rant üretim tekniklerinin muhalefet tarafından öğrenilmiş olması. Göreceksiniz CHP artık eski CHP gibi davranmayacak. Şayet iktidara gelirlerse hukukun arkasından daha fazla dolanacaklar, Rant üretip eskisinden çok daha fazla çalacaklar. Erdoğan maymunun gözünü açtı bir kere.


Hem ekonomimiz kötü hem de hırsızlarımız arsız. Allah bu milleti korusun. Moralim gerçekten çok bozuk.


Yarama çare olmaz ama bu seçim sonuçlarına göre ufak tesellilerim olacak. Mesela Erdoğan kazanırsa, ayakta zor duran ülke ekonomisini batıran bir Erdoğan’ı bile deviremeyen beceriksiz muhalefetin haline bakıp rahatlayabilirim. Ya da tam tersi, Kılıçdaroğlu kazanırsa, Erdoğan gibi güçlü bir karizmanın sürekli tiye aldığı sıfır karizma birine kaybedişini görüp keyifleneceğim. Hiç olmazsa doğru dürüst gerçek bir lidere kaybetse o kadar yıkılmazdı. Zamanında bırakmayı beceremeyen ve iyice egosu büyümüş biri olarak KKya seçim kaybetmek Erdoğan’a ölene kadar kahır olarak yeter. Belki de günahlarına kefaret olur, öylesine bir kahır.


Fahşiyata gelince. Kimsenin gizli günahları beni ilgilendirmez. Ama fahşiyat esnasında enselendikleri için şantaj yiyen ve ülkenin milletin çıkarlarına satanlara katlanamıyorum. Ya da fuhuş partnerlerine devletteki nüfuzlarını kullanarak para kazandırmaları düpedüz namussuzluk. Adamlar eskort paralarını bize ödetmiş oluyorlar.


Seçim sonrası küçük partilerle ilgili analizleri yazacağım. Seçim yasakları başlamadan bu yazıyı bitirip yayınlayayım istedim. Selametle.


Önceki bölüm için lütfen tıklayın.

-----


İlginizi çekebilecek diğer yazılar:


Free counters!



Yorumlar

  1. Solun çalması ile sağın çalmasını kıyaslamaşsın ama solun çaldığındaki etkisi daha büyük. Sol hem çalıyor hem de yatırım yapmıyor demişsin. Doğru. Ama yatırım yapmayarak geleceği de çaldığından ülkeye maliyeti üssel artan bir etkiye sahip. Ayrıca çalma konusunda solun eline kimse su dökemez. Bu aralar mütemmim cüzüdür kelimesini sık kullanıyorsun seviyorsun bu kelimeyi belli . Her ne kadar kötü bir şey olsa da hırsızlık siyaset yapan insanların profilleri değişene kadar siyasetin mütemmim cüzüdür :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız küfür, hakaret vs içermediği müddetçe, en sert eleştirileri dahi içerse yayınlanacaktır.