Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Makyevelizmin Tavan Yaptığı Günler

Resim
Hala inanamıyorum. Sen tut 6’lı masayı “kumar masası”, “noter masası” olmakla itham et. Bir masadan kalkarken asgari nezaket sınırlarının bile altına düşecek sertlikte açıklamalar yap. Masanın gösterdiği aday dışında bir adayla seçmenin karşısına çıkmayı Kurtuluş Savaşı’yla özdeşleştir. Böylesi zemberekten boşanırcasına bir masadan kalkışla Fizan’a kadar gitmesi lazım insanın, değil mi? Ama Akşener 1-2 gün içinde paçoz siyasetin zirvesini gösterip kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırarak tekrar masaya döndü. Olacak iş değil, ama vallahi de oldu. Geçen yazımda bu dönüşü linç yiyen ve muhalif cephede sanal bir yalnız kalma korkusu yaşayan Meral hanımın basiretsizliğine bağlamıştım. Oysaki daha yeni kurmay zeka vurgusu yaparak CHP’yi eleştirmişti. Kendi kurmayları uyuyor muydu? Bu kadar hayati bir siyasi hata nasıl yapılırdı? Muhtemelen Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi fiyaskosuydu. Sonradan düşününce, gerek Meral Hanım’ın gerekse kurmaylarının basiretinin üstelik toplu şekilde bu

Yapma Meral! Daha Mürekkebim Bile Kurumadı

Resim
Ünlü spiker İlker Yasin’in milli maçın henüz ilk dakikalarında gol yiyen kalecimize yaşadığı hayal kırıklığına ithafen “Yapma Hayrettin! Daha kadroları bile saymadım” dediği gibi, ben de Akşener’e başlıktaki şekilde hitap etmek zorunda kaldım. Politika arenasında önemli bir manevra yaparak 6’lı masayı deviren ve tüm  dikkatleri üzerine çeken Akşener’le ilgili “oyun kurucu, oyun bozucu” yorumları yapalı daha birkaç gün olmadan Akşener, siyaset tarihimizin muhtemelen en hızlı ve en büyük tornistanını yaparak tekrar 6’lı masaya döndü. Daha önceki yazılarımda Akşener’in nihai hedefinin cumhurbaşkanlığı olduğunu ve bunun için kendine alan açmaya çalıştığını yazmıştım. CHP cephesini bölerek ikinci turda Erdoğan’ın karşısına çıkmayı ve eski gücünden bir hayli uzak olan Erdoğan’ı devirerek CB olmayı hedeflediğini yazmıştım. CHP’de Kılıçdaroğlu’nun alternatifi olarak, zaten cumhurbaşkanlığı için içten yanmalı bir şehvete sahip İmamoğlu’nu dolduruşa getirmek için çok sayıda iltifat ve dolduruşla

Muhalefette Cadı Kazanı ve Cumhurbaşkanlığı

Resim
Bu aralar deprem izlenimlerimi yazıyordum. Fakat siyasette öyle büyük sarsıntılar oldu ki, mecburen deprem yazılarına ara verip siyasette olan biten üzerine şerhler düşmek zorunda kalıyorum. Akşener’in 6’lı masadan kalkmasıyla büyük bir deprem geçiren siyaset dünyası, aslında Ekrem İmamoğlu’na açılan davada hapis cezasına karar verilmesiyle öncü bir deprem yaşamıştı. O günlerde Akşener, İmamoğlu’na sahip çıktığı için linç edilmiş ve CHP’yi dizayn etmeye çalışmakla suçlanmıştı. Bugün olan biteni anlamak adına geriye gidip bazı hamlelere bakmamız gerekiyor. Bu da onlardan birisidir. Akşener çok önceden beri başbakan olmak istediğini söyleyen, son olarak da gerçek liderin apoletlerden vazgeçmesi gerek diyerek vurgu yapan bir yaklaşıma sahipti. Masadan kalkma kararını da bu söylemin arkasına sığınarak açıkladı. Yani “ben zaten baştan beri apolet sevdasından vazgeçtim (CB adayı değilim), ey Kılıçdaroğlu sen de vazgeç bu sevdadan, Erdoğan’ı devirecek bir aday belirleyelim ve ülkeyi bu gayya

Mahzun bir Deprem Hikayesi: Hısn-ı Mansur (2)

Resim
Depremin hemen sonrası sağ kurtulup diğer şehirlerdeki yakınlarını yardıma çağırabilenler olmuş, sonrasında elektrikler tamamen gidince mobil arama imkanları da bitmiş. Türk Telekom ve PTT binası yıkıldığından şehrin merkezinde iletişim sıfırlanmıştı. Sabit ve mobil telefon haricinde, su, elektrik ve doğalgaz da kesilmişti. Adıyamanlılar işte böylesi karanlık bir geceye uyandılar. Şehre dışından gelecek yardımı bekleyecek vakit yoktu, hemen kurtarma çalışmalarına başladılar. Tabi doğal olarak herkes kendi yakın ve sevdikleri için çabalıyordu. Ama öyle ki bazı ailelerde sağ kalan sayısı enkaz altında kalanın onda biri kadardı ve hatta bazılarında tüm aile fertleri enkaz altındaydı (ölü ya da diri). Herkes kendi cehennemini yaşıyordu. Gece karanlığında, panik halinde, henüz ne olduğunu tam anlayamadan soğukkanlı bir tavır takınmak elbette zordu. Bu gibi durumlarda bazen insan öldüğünü, kimi zaman rüya gördüğünü sanır. Şuur bu kadar sarsıcı ve olağanüstü bir olayı gerçek olarak kabul etme