Seçim Sonuçlarının Tahlili (2)

Akşener’in konuşması kavgada bile söylenmeyecek ifadelerle dolu. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm masa üyelerine aşağılama nev’inden bir muhtevaya sahip. Bir meydan okuma, hatta savaş açma metni. Bu konuşma masadan pazarlık yapma niyetiyle kalkan birisinin asla yapmayacağı bir konuşma. Bu konuşmayı yapanın ve muhataplarının yüreğinin soğuması bile aylar alır. Gelin görün ki Akşener üç gün içinde masaya döndü.

Türkiye’de %1’in altında oy potansiyeli olan partilerin bile kıymete bindiği bir konjonktürden geçerken oy oranı o dönemde %15’leri aşmış bir siyasi hareketin lideriyseniz, ülkenin siyasi kaderine çok güçlü bir etkiniz var demektir. Bir embesilin bile bu çıkışın ardından bu dönüşü yapmayacağını biliyoruz. Meral Hanım’ın ağır bir şantaj yediği besbelli. Silahtan, ölümden bile korkmayan bir kadını ne korkutabilir diye düşündüğümüzde Latif Erdoğan’ın verdiği bilgi mecburen aklımıza düşüyor. Meral Hanım gerçekten vatansever bir kadın. Kafasına silah dayasalar bile ölüm riskini alır, masadan kalkma kararının ardında dururdu. Ancak çoluğu çocuğu, torunu olan bir kadın, onları mahcup etmemek adına ölümden beter olan bu zillete katlandı. Kendisini yadırgamıyorum. Ama lütfen o da bizi yadırgamasın, milyonlarca insanın kaderini doğrudan etkileyen olayın arka planına kuşkuyla bakalım.

Bu şantaj öylesine ağır bir şantaj ki. MHP’yi bile bu şantajla böldürmüşlerdir. MHP’ye çekilen operasyonları hatırlayın, kaç MHP’linin kasetleri faş olmuştu. Bahçeli kendisine çok yakın onca adam üzerinden istifaya zorlanmıştı. Bahçeli de “Olağan Şüpheliler” filminde tehdit edilen Kayser Sosa gibi kendi çocuklarını feda etmiş, teslim olmamıştı. Basit bir mantıksal çıkarımla, o günlerde Bahçeli’yi devirerek partinin başına geçirmek istedikleri Oktay Vural’ın da Fetöcülerin elinde bir kaseti ya da yolsuzluk dosyası olması ihtimalinin bir hayli yüksek olduğu sonucuna varabiliriz.

Aklınıza şöyle bir soru gelebilir, ki benim de geldi; Madem Akşener eskiden beri kaseti olduğunu biliyordu, neden Fetöcülere rağmen masadan kalkmaya cüret etti? Biraz düşününce kendimce mantıklı bir cevap buldum. Fetöcüler Türkiye’yi iyi tanıyor ve Kılıçdaroğlu’nun seçilemeyebileceğini sezebiliyorlardı. Ayrıca CHP’nin içindeki seküler tayfanın çok yakın dostlarını perişan etmişlerdi. Yani CHP kendilerine istedikleri alanı açmayabilirdi. Boynuna kemendi taktıkları Akşener’den çok daha yüksek verim alacaklarını biliyorlardı. Yani Akşener’i masaya oturtan değil, tam tersi masadan kaldıranlar Fetöcülerdi.

Oysaki ABD Kılıçdaroğlu’nu istiyordu. Tüm planları Ortadoğu’da Kürt devleti kurdurmak olan ABD’nin milliyetçi bir partinin tavassutuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanına bunu yaptırması çok mümkün değildi. Fetöcüler masadan kalkma hareketinin partinin iç dinamiklerince karara bağlandığını göstererek hedeflerine ulaşacaklardı. Ama ABD’nin elinde de aynı ya da farklı bir kaset olduğunu düşünmemişler ya da hesaplayamamışlardı. Fetö’nün masadan kaldırdığı Akşener’i ABD istihbaratı tekrar yerine oturttu. Bu senaryo benim zihinsel çabalarımın bir ürünü, yanlış da olabilir tabi. Daha mantıklı bir izah olursa boynumuz kıldan incedir.

Akşener’i masaya oturturken istifa etmeyecek, eşek gibi Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceksin dendiğini anlıyoruz. Hatta çok daha acısı ve tehlikelisi Akşener’i seçimden sonra da istedikleri gibi yönlendirecekler, asla istifasına izin vermeyecekler. Bir daha böyle güçlü bir figürü nasıl bu kadar boyunduruk altına alabilirler ki? Akşener’e kalsa bin kere istifa ederdi, ama elden ayaktan düşene kadar bu çileyi çekecek gibi duruyor. Diğer yandan ülkemiz siyaseti üzerine etkilerini de tüm milletçe biz çekeceğiz.

Buradan devlet yetkililerini uyarıyorum. ABD’nin Türkiye üzerindeki operasyon kurgusu haline gelmiş bu partiyi, ne yapın ne edin halkın ve ülkenin tercihlerine göre aksiyon alan bir kurum haline getirin. Daha da kötüsü milliyetçi kimliğiyle boy gösteren bir parti olması. Özetle bu ülkeye inanmış insanlarımızın desteğiyle hayat bulan bir partiyken, planlanmış yönetim kadrosuyla tabanının hedeflerinin tam zıddına ülkeye ihanet edecek bir şekle bürünmüş bir müessese. Akşener istese de koltuğunu bırakamaz. Onu parti içi seçimle görevden uzaklaştırın. Yani Akşener’in kendi isteği dışında azli gerekiyor. Partinin içi Fetöcü kaynadığı için çok zor bir operasyon. Ama büyük devlet iddianız varsa bunun üstesinden gelmeniz lazım. Hem Türkiye için, hem İyi Parti’ye gönül vermiş vatanseverler için, hem de dünyada cehennem azabı yaşayan bu kadıncağızın akıl sağlığı için bu oldukça gerekli bir adım.

Şantaj siyasetinin en etkili enstrümanı haline gelmiş gayrimeşru ilişki kasetlerinin arka planına bakmamız gerekiyor. Sokaktaki vatandaş yüksek siyasette dönen birçok gerçeğe inanmakta zorlanıyor. Halbuki yüksek bürokrasi ve siyasette gayrimeşru ilişkiler neredeyse vaka-i adiye seviyesinde. Çok yaygın ve hatta artık yapanların utanmayacağı kadar sıradanlaşmış bir davranış kalıbı, tıpkı yolsuzluk ve dalkavukluk gibi. Herkes yapınca ayıp olmaktan çıkıyor ve hatta pek çok ortamda cürüm ehilleri sirkatini arzeden merd-i kıptiler korosu haline geliyorlar.

-------------------------

Yorumlar