Akşener’in
konuşması kavgada bile söylenmeyecek ifadelerle dolu. Başta Kılıçdaroğlu olmak
üzere tüm masa üyelerine aşağılama nev’inden bir muhtevaya sahip. Bir meydan
okuma, hatta savaş açma metni. Bu konuşma masadan pazarlık yapma niyetiyle
kalkan birisinin asla yapmayacağı bir konuşma. Bu konuşmayı yapanın ve
muhataplarının yüreğinin soğuması bile aylar alır. Gelin görün ki Akşener üç
gün içinde masaya döndü.
Türkiye’de %1’in
altında oy potansiyeli olan partilerin bile kıymete bindiği bir konjonktürden
geçerken oy oranı o dönemde %15’leri aşmış bir siyasi hareketin lideriyseniz,
ülkenin siyasi kaderine çok güçlü bir etkiniz var demektir. Bir embesilin bile
bu çıkışın ardından bu dönüşü yapmayacağını biliyoruz. Meral Hanım’ın ağır bir
şantaj yediği besbelli. Silahtan, ölümden bile korkmayan bir kadını ne
korkutabilir diye düşündüğümüzde Latif Erdoğan’ın verdiği bilgi mecburen
aklımıza düşüyor. Meral Hanım gerçekten vatansever bir kadın. Kafasına silah
dayasalar bile ölüm riskini alır, masadan kalkma kararının ardında dururdu.
Ancak çoluğu çocuğu, torunu olan bir kadın, onları mahcup etmemek adına ölümden
beter olan bu zillete katlandı. Kendisini yadırgamıyorum. Ama lütfen o da bizi
yadırgamasın, milyonlarca insanın kaderini doğrudan etkileyen olayın arka
planına kuşkuyla bakalım.
Bu şantaj
öylesine ağır bir şantaj ki. MHP’yi bile bu şantajla böldürmüşlerdir. MHP’ye
çekilen operasyonları hatırlayın, kaç MHP’linin kasetleri faş olmuştu. Bahçeli
kendisine çok yakın onca adam üzerinden istifaya zorlanmıştı. Bahçeli de “Olağan
Şüpheliler” filminde tehdit edilen Kayser Sosa gibi kendi çocuklarını feda
etmiş, teslim olmamıştı. Basit bir mantıksal çıkarımla, o günlerde Bahçeli’yi
devirerek partinin başına geçirmek istedikleri Oktay Vural’ın da Fetöcülerin
elinde bir kaseti ya da yolsuzluk dosyası olması ihtimalinin bir hayli yüksek
olduğu sonucuna varabiliriz.
Aklınıza şöyle
bir soru gelebilir, ki benim de geldi; Madem Akşener eskiden beri kaseti
olduğunu biliyordu, neden Fetöcülere rağmen masadan kalkmaya cüret etti? Biraz düşününce
kendimce mantıklı bir cevap buldum. Fetöcüler Türkiye’yi iyi tanıyor ve
Kılıçdaroğlu’nun seçilemeyebileceğini sezebiliyorlardı. Ayrıca CHP’nin içindeki
seküler tayfanın çok yakın dostlarını perişan etmişlerdi. Yani CHP kendilerine
istedikleri alanı açmayabilirdi. Boynuna kemendi taktıkları Akşener’den çok
daha yüksek verim alacaklarını biliyorlardı. Yani Akşener’i masaya oturtan
değil, tam tersi masadan kaldıranlar Fetöcülerdi.
Oysaki ABD
Kılıçdaroğlu’nu istiyordu. Tüm planları Ortadoğu’da Kürt devleti kurdurmak olan
ABD’nin milliyetçi bir partinin tavassutuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanına bunu
yaptırması çok mümkün değildi. Fetöcüler masadan kalkma hareketinin partinin iç
dinamiklerince karara bağlandığını göstererek hedeflerine ulaşacaklardı. Ama
ABD’nin elinde de aynı ya da farklı bir kaset olduğunu düşünmemişler ya da
hesaplayamamışlardı. Fetö’nün masadan kaldırdığı Akşener’i ABD istihbaratı
tekrar yerine oturttu. Bu senaryo benim zihinsel çabalarımın bir ürünü, yanlış
da olabilir tabi. Daha mantıklı bir izah olursa boynumuz kıldan incedir.
Akşener’i
masaya oturturken istifa etmeyecek, eşek gibi Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceksin
dendiğini anlıyoruz. Hatta çok daha acısı ve tehlikelisi Akşener’i seçimden
sonra da istedikleri gibi yönlendirecekler, asla istifasına izin vermeyecekler.
Bir daha böyle güçlü bir figürü nasıl bu kadar boyunduruk altına alabilirler ki?
Akşener’e kalsa bin kere istifa ederdi, ama elden ayaktan düşene kadar bu
çileyi çekecek gibi duruyor. Diğer yandan ülkemiz siyaseti üzerine etkilerini
de tüm milletçe biz çekeceğiz.
Buradan devlet
yetkililerini uyarıyorum. ABD’nin Türkiye üzerindeki operasyon kurgusu haline
gelmiş bu partiyi, ne yapın ne edin halkın ve ülkenin tercihlerine göre aksiyon
alan bir kurum haline getirin. Daha da kötüsü milliyetçi kimliğiyle boy
gösteren bir parti olması. Özetle bu ülkeye inanmış insanlarımızın desteğiyle
hayat bulan bir partiyken, planlanmış yönetim kadrosuyla tabanının hedeflerinin
tam zıddına ülkeye ihanet edecek bir şekle bürünmüş bir müessese. Akşener
istese de koltuğunu bırakamaz. Onu parti içi seçimle görevden uzaklaştırın. Yani
Akşener’in kendi isteği dışında azli gerekiyor. Partinin içi Fetöcü kaynadığı
için çok zor bir operasyon. Ama büyük devlet iddianız varsa bunun üstesinden gelmeniz
lazım. Hem Türkiye için, hem İyi Parti’ye gönül vermiş vatanseverler için, hem de
dünyada cehennem azabı yaşayan bu kadıncağızın akıl sağlığı için bu oldukça gerekli
bir adım.
Şantaj
siyasetinin en etkili enstrümanı haline gelmiş gayrimeşru ilişki kasetlerinin
arka planına bakmamız gerekiyor. Sokaktaki vatandaş yüksek siyasette dönen
birçok gerçeğe inanmakta zorlanıyor. Halbuki yüksek bürokrasi ve siyasette
gayrimeşru ilişkiler neredeyse vaka-i adiye seviyesinde. Çok yaygın ve hatta
artık yapanların utanmayacağı kadar sıradanlaşmış bir davranış kalıbı, tıpkı
yolsuzluk ve dalkavukluk gibi. Herkes yapınca ayıp olmaktan çıkıyor ve hatta pek
çok ortamda cürüm ehilleri sirkatini arzeden merd-i kıptiler korosu haline
geliyorlar.
-------------------------
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız küfür, hakaret vs içermediği müddetçe, en sert eleştirileri dahi içerse yayınlanacaktır.