Doğrudan mı Dolaylı mı?
Bir önceki
bölümde halkımızın milli reflekslerle, ülke parçalanmasın, düzen bozulmasın
diye bağrına taş basarak Erdoğan’a oy vermesinden mutlu olduğumu yazdım. Sokaktaki
insanlar doğrudan Batı’nın emellerini fark ederek milli hassasiyet
göstermelerine elbette alkış tutuyorum. Fakat gelin görün ki…
Bundan sonra
yapacağım açıklamaları ego, kibir veya enaniyete yorabilirsiniz. 45 yıldır
siyaseti takip ediyorum. Artık yeteri kadar tecrübem var. Şunu gördüm ki siyasette
ilk anda önünüze sunulan resimler çoğunlukla yalan, bir süre sonra buhar olup
uçuyor ve arkadaki gerçek resimle yüzleşiyorsunuz. Tıpkı ekonomide yaşadığımız
Lale Devri’nin, şu anda fitil fitil burnumuzdan gelmesi gibi. Tıpkı Kıbrıs’da bir
dönem çözüm diye yutturulan birleşme projesinin aslında Kıbrıs’ı AB’ye teslim
etmek anlamına gelmesi gibi. Tıpkı BOP başkanı olmakla hava atanların
şimdilerde BOP’u eleştirmesi gibi.
Bir şeyin
doğrudan ya da dolaylı olması arasında dramatik farklar var. Mesela Akbil
otomatına 10 TL kaptıran bir şahıs makineyi hırpalayacak kadar sarsar, sonra
güvenliğe gider mevzuyu açıklayarak parasını geri almaya çalışır. Ya da bir
başkası bahçesinden zerdali çalan çocuğu sopayla kovalayabilir. Bir kişi cebinizden
1 TL bile çalmaya kalkışsa, çılgına dönebilirsiniz. Bu misaller uzar gider…
Aynı insanlar
verdikleri vergilerin yarısı çalındığında hiç ses çıkarmıyorlar. Oysa 10 TL’sini
kurtarmak için mücadele eden şahsın belki de bir yılda 100 bin TL’si iç ediliyor.
Milyar dolarlık yolsuzluk açıklanıyor, ortada tık yok. Hatta muhalifler bile
öylesine dillendiriyorlar.
Kılıçdaroğlu
ve Erdoğan meselesini de aynı şekilde değerlendiriyorum. Kılıçdaroğlu’nun
başkan olması durumunda ülkeye doğrudan ve kasten zarar vereceğini biliyoruz,
aynı şekilde milletimiz de böyle algıladı ve kendisine itibar etmedi. Erdoğan
CB olunca Kılıçdaroğlu’nun ülkeye verdiği zararların benzerini ve hatta daha
fazlasını kötü niyetinden değil ama, cahilliğini dayatmasından ötürü dolaylı
olarak verecek. İşin kötüsü, insanlar Erdoğan’ın iyi niyetini bildiğinden bu
yanlışlara ve zararlara ses de çıkarmayacaklar. İşte ben sokaktaki insanlardan
farklı olarak bunu görüyorum ve Erdoğan’ın seçim kazanmasından gayet
hoşnutsuzum. Bir ihtimal daha var…
Yeni Dönem, Eski Kafa Tehlikesi
Erdoğan’ın son
döneminde etrafını sarmış olan çakallar iyice azacak. İstese de bunları
bertaraf edemez, etle tırnak olmuş durumdalar. Onlarla ilgili umudum hiç yok.
Ama bir başka umudum ve büyük bir korkum var.
Erdoğan bir
daha seçime girmeyeceğinden artık milletin gönlünü yapmak gibi bir derdi yok.
Bunun şöyle bir sonucu olabilir. Artık günü kurtaracak popülist hamleler yapan
bir siyasetçi gibi değil, uzun vadeli planlar yapan bir devlet adamı gibi
davranabilir. Evet, umudum bu ama zayıf bir ihtimal. Aynı gerekçeyle iyice
başına buyruk hale gelebilir, kendi fantezilerini ülkeye daha da yoğun
dayatabilir, korkum da bu. Bu dayatmaların bir kısmı hayırlı sonuçlara da
vesile olabilir. Ama özellikle ekonomideki dayatmaları devam ederse bombayı
ülkenin kalbine koyar.
Erdoğan’a kısa
bir notum var. Bu notu kendisine iletebilecek bir babayiğit var mıdır etrafında
bilemiyorum. Yazılarımı okuyanlar arasında kendisine yakın çok sayıda insan
var. Belki biri iletir diye bir umut, notumu düşeyim. Sokaktaki bir vatandaşın böyle bir notu var dese kafi.
“Sayın Cumhurbaşkanım, bu son
döneminiz. Allah aşkına sizden rica ediyorum. Lütfen bilmediğiniz işlerde ahkam
kesmeyin. Ve yine lütfen etrafınıza yeni ve temiz insanlar ekleyin.
Etrafınızdakileri uzaklaştıramayacağınızın farkındayım, ama en azından bu yeni ve
temiz adamlarla kötülüğü seyreltin. Bu nitelikleri haiz binlerce donanımlı insan
var. Ekibinizle beraber yolsuzluk, kibir, görevi kötüye kullanma, hukuksuzluk
ve fuhuş konusunda ayyuka çıkmış ayıplarla, dindar insanları yeterince mahcup ettiniz.
Lütfen şu dönemde bari, bu imajı biraz olsun düzeltin. Etrafınızdaki
dalkavukların sizi övmesine aldanmayın. Dalkavuk hak etmediği bir şeyi elde
etmeye çalışan kişidir.
Ölüm var, hesap günü var.
Ayrıca senden büyük Allah var…”
Yazı dizimi
sansasyonel bir iddiayla bitireyim: İçimden çok güçlü bir his Akşener’in
Erdoğan’a oy verdiğini söylüyor. Çok, ama çok güçlü bir his…
Çok okunanlar
Küçük Enver’in Büyük Rüyası (I)
Yazan:
Taceddin Serhad
Zeytin Dalı vs Fırat Kalkanı (I)
Yazan:
Taceddin Serhad
Küçük Enver’in Büyük Rüyası (II)
Yazan:
Taceddin Serhad
Küçük Enver’in Büyük Rüyası (III)
Yazan:
Taceddin Serhad
Yeni Türkiye'nin Yeni Lokomotifi Kim Olmalı?
Yazan:
Taceddin Serhad
Zeytin Dalı vs Fırat Kalkanı (II)
Yazan:
Taceddin Serhad
Siyaset yazmayı bırakamazsın!
YanıtlaSilNiyeymiş o? Sadece olağanüstü bir şey olursa yazabilirim.
Silyazılarınızı yeni keşfetmiş biri olarak gündem hakkındaki yorumlarınızı ufuk açıcı buluyorum. güncel siyaset hakkındaki yazılarınızın da devam etmesini dilerim
YanıtlaSilDevamkeee
YanıtlaSilbir kürt olarak fikirlerinizi merak ediyorum, siyasi gündeme ilişkin yazılarınızın devamını bekliyorum.
YanıtlaSilKürt olmanızı neden belirttiniz ? Konuyla bağı nedir ?
Sil