Seçim Sonuçlarının Tahlili (5)

Seçim sonuçları netleşmeye başladığında muhalefet cephesi korkunç bir hayal kırıklığı yaşadı. İlk turda kazanacaklarına inananlar çoktu. Hadi olmadı açık ara ilk turu önde bitireceklerini düşünüyorlardı. Beş puan fark yemek öylesine bir yenilgiydi ki, bir önceki seçimlerde adayları %20 fark yediğinde yaptıkları yaygarayı bile yapacak mecalleri kalmamıştı. Her mağlubiyet sonrasında seçimlerde hile yapıldığını haykırarak ortalığı bulandırmaya, çirkeflik yapmaya meyyal CHP tabanı benzer söylemleri cılız bir şekilde dile getirebildi. Zaten Canan Kaftancıoğlu hiçbir oyu çaldırmadıklarını bildiren açıklama yaparak mevzuyu kapattı.

Nitekim oy kullanmaya giden herkes sandık başlarında duran müşahitleri görmüştür. Onlarca isim sınıflarda ve koridorlarda dolaşıyordu. Her iki cephe de fazlasıyla örgütlüydü. Seçim talimatnameleri titizlikle hazırlanmıştı. Yanlış uygulamalara itiraz için her okulda tarafların avukatları hazır ve nazırdı. Herkes gayet iyi biliyordu ki seçimde hile yoktu. Bu net yenilgi ve düş kırıklığının ikinci turda bir karşılığı olacak. Yazının sonraki bölümlerinde değineceğim.

Seçimin çok etkili sonuçları oldu. Şimdi sırayla bunlara bakalım.

HDP’nin siyaset sahnesinden çekilmesi

Bugüne kadar hep “Kürt seçmenin gönlünü almadan kimse iktidar olamaz” türünden açıklamalarla kendilerini Hint kumaşı statüsünde pazarlayan HDP’nin ipliği pazara çıkmış oldu. Şunu gördük ki PKK’nın siyasi uzantısı HDP, getirdiği kadar oyu da kaçırıyor. Yani seçim ortaklarına net faydası neredeyse sıfır. Bu vakitten sonra iktidara giden yolda HDP’nin pazarlık payı kalmamıştır. Siyasi kariyerlerini heder etmiş Davutoğlu, Karamollaoğlu bile bu halleriyle artık HDP’den daha ağır figürlerdir. Siyasi aktörler HDP’ye selam vermekten imtina edeceklerdir, Babacan hariç. CHP’nin durumunu CHP faslında açıklayacağım.

Biliyorsunuz HDP’nin kemikleşmiş bir seçmen kitlesi var. Ama artık sadece o seçmen kitlesiyle baş başa kaldı. Bir süre bu tabanı koruyabilir, ancak zamanla umutlar azalacak ve kemik erimesi başlayacaktır. Ayrıca mesafelerin bu kadar kısaldığı, iletişimin böylesine hızlandığı bir çağda yeni nesil Kürt gençler küreselleşmenin mikro ve makro etkileriyle toplumun diğer insanlarıyla kaynaşıp faşist Kürt kimliklerini terk edeceklerdir. Türkiye’nin toprak bütünlüğüyle ilgili tehdit siyasi veya sosyolojik olmaktan çıkmış, ekonomik kurgulara mecbur kalmıştır. Yani ayrılıkçı silahlı mücadele kanadı PKK ve siyasi uzantısı HDP gelecekteki özerklik ve bağımsız devlet kurma projeksiyonlarında tali görevlere talip olabilecektir.

ABD’nin elinden kayıp giden devasa bir ülke

ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi bölgeyi uzun vadede dizayn etmek için yürürlüğe konmuş bir proje. Projenin en büyük ayaklarından birisi de Kürdistan devleti kurmak. Kürtler Suriye, Irak, İran ve Türkiye’ye yayılmış olarak yaşayan bir halk. Fakat diğer üç ülkedeki Kürt nüfusu Türkiye’deki kadar etmiyor. Bu yüzden Kürdistan için asıl ve en büyük parça Türkiye’nin güneydoğusu.

Yaklaşık yarım asır Türkiye’yi kontrol etmek için beraber çalıştıkları derin devlet unsurlarını ekarte edip yerlerine Fetö’yü ikame etmeye çalışmaları da bu yüzdendi. 15 Temmuz’da kırılma yaşandı ve öyle ya da böyle Türkiye içerisinde at koşturabilen ABD bir anda oyun dışı kaldı. ABD strateji değiştirerek, muhalefet partileri maharetiyle Türkiye’de gerçekleştirmeyi düşündüğü projeleri hayata geçirmek istiyordu. Önce CHP’de operasyon yaparak Deniz Baykal ve ekibini saf dışı bıraktılar, böylece CHP’deki milliyetçi damar elimine edilmiş oldu. MHP planı tepince İyi Parti’yle Milliyetçi muhafazakar cepheden irice bir but kopardılar. Bu seçimler ABD için Türkiye’ye hakim olabilmek adına çok önemliydi. Onlar da seçimi muhalefetin kazanacağına fazlaca inanmışlardı.

Eminim Türk halkının seçimlerde gösterdiği reaksiyon ABD’de şok etkisi uyandırmıştır. Bu reaksiyonun tek seçimlik olmadığını da anlamışlardır. Önceleri kaba kuvvetle kontrol altında tuttukları Türkiye’yi, yeni dönemde siyasi unsurlarla yönetmek isteyen ABD, bu vakitten sonra çok farklı enstrüman ve stratejiler denemek zorunda kalacak. Nasıl bir yol izleyeceklerini bilemesem de ekonomik araçlar üzerinden bir strateji geliştirebileceklerini düşünüyorum.

ABD’nin Türkiye ile ilgili planlarında adam yerine koyup dinlediği CHP kurmaylarının Türkiye’de olan biteni anlamayacak kadar halktan kopuk olduğunu ABD’li yetkililer anlamıştır. Fetö uzantılarının Türk halkının kodlarına çok daha hakim olduğunu da anlamışlardır. Yani bu vakitten sonra CHP’ye değil Fetö mensuplarına daha fazla prim vereceklerdir.

CHP’nin yeni yol haritası

Erdoğan’a karşı kazanma ihtimalinin olmadığı dönemlerde aslanın önüne yem atar gibi sırasıyla Ekmelettin İhsanoğlu ve Muharrem İnce’yi atan Kılıçdaroğlu, aslan güçten düşünce tilkilik yapıp karşısına çıktı. Ağır bir ekonomik buhrana sebebiyet veren ve halkı fazlasıyla yoran Erdoğan, ayrıca biyolojik olarak da S.O.S vermeye başlamıştı. Kılıçdaroğlu iyi bir savaşçı değildi, ama pekâlâ beli bükülmüş Erdoğan’ı yenebilirdi, öyle vehmetmişti. Kendisine göre risk almamıştı. Ama ağır bir yenilgi yaşadı.

CHP kurmayları HDP ile yola çıkmanın bedelini fazlasıyla ödediler. Ama bu yol arkadaşlığından vazgeçecekler mi? Normalde üç gram beyinleri olsa yeni bir yol haritası hazırlarlar. Ama aynı kafanın devam edeceğini düşünüyorum. CHP içinden aldığımız bilgilere göre partiyi büyük oranda Alevi-Kürtçü klikler ele geçirmişler. Bu güçten mahrum olmak istemeyeceklerdir. İktidar olamasalar da muhalefet olmanın siyasi gücü ve büyük belediyelerin ekonomik çıkarlarından vazgeçmezler.

----------------------

Yorumlar