Yeni Para Birimimiz Dolar Oldu


Erdoğan dün akşam ilginç ekonomik hamlelerinden birisini daha yaptı. Parasını TL’ye çeviren vatandaşlarımızın kur farkından oluşacak zararlarını devletin karşılayacağını ilan etti. Öncelikle kendisine bu aklı veren her kimse canı gönülden tebrik ediyorum. Vatanını milletini düşünen bir arkadaşmış. Ancak bu aynı zamanda Erdoğan’ı fazlasıyla gülünç duruma düşüren bir uygulama.


Önce bu kararın ne olduğuna bakalım. Şu anda politika faizinin faizin %14 veya %8 veya %3 ve hatta %0 olmasının hiçbir önemi kalmadı. Yani Erdoğan istediği kadar faizi düşürebilir. Nasıl olsa kur farkı devlet tarafından karşılanacak. Bu TL'nin dolara endekslenmesi demek. Bu da aslında TL’nin zımnen hükmünün kalmaması demek. Tabi bu kural parasını faize yatıranlar için geçerli. Yani Erdoğan faizcileri koruma altına almış oldu. Gerçekten faizin haram olduğuna inanan ve parasını faize yatırmayan takva ehli insanlaraysa iki seçenek bıraktı; Ya TL’de kalıp zarar edecekler, ya da birikimlerini dövize çevirecekler. Onlar da enayi değil ya, paralarını tabi ki dövizde bekletecekler. Bu durumda mevcut birikimler iki şekilde saklanacak; Bir kısım parasını TL olarak faize yatırıp Erdoğan’ın garantisiyle dolarize edecek, faizden sakınanlar da dolardan devam edecek. TL’nin itibarını korumakla ilgili o kadar esip gürleyen Erdoğan, günün sonunda TL’yi doların alt para birimi yapmış oldu.


Kararın ikinci açmazı Erdoğan açısından daha dramatik. Faiz haram deyip, millete kur farkı adı altında faiz ödemesi yapmayı taahhüd etti. Bilmem farkında mısınız? Kafaları bu kadarcık bir numarayı çözmeye basmayan Tayyip taraftarları şu anda Erdoğan’a övgüler dizmekle meşgul. İnsan hem kendisine, hem kendisine oy verenlere bu kadar saygısız davranmamalı. Ben Erdoğan’a oy vermiş biri olarak kendimi çok aşağılanmış hissediyorum. İnsan bu kadar enayi yerine konmaz ki. Bize “nas” gösterip faize savaş açtığını ilan edeceksin, arkadan dibine kadar faizcilere para aktaracaksın.


Faizin İslam’daki karşılığı kullanılan para karşılığında ekstradan “garanti” para almak ve vermektir. Erdoğan bu garantiyi vererek doğrudan faiz vermiş oldu.

                 

Aslında bu uygulamayla uzun süredir yazdığım, “faiz oranlarını doğru tayin, faizle mücadelenin en etkin yöntemidir” ilkesine büyük oranda yaklaşmış olduk. Artık faiz oranı, paranın değer kaybı nispetine sabitlenmiş oldu. Faiz oranları otomatik olarak optimum seviyede kendisini güncellemiş olacak. Bu yüzden Erdoğan’ı bu karara ikna edeni tekrar tebrik ediyorum. Bu arada, en önemli görevi optimum faiz oranı saptayarak piyasadaki istikrar ve işlerliği sağlamak olan, ancak uzun süredir Erdoğan’ın şamar oğlanına çevirip işlevsizleştirdiği Merkez Bankası’nın da bir hükmü kalmadı. Sadece para basıp emisyon hacmini ayarlayan birimler kalsa yeter. Diğerlerinin işine son vermek gerekiyor. Devletin kasasından boşuna para ödemeyelim.


Erdoğan’ın faiz takıntısından vazgeçmeyeceğini anlayıp, ülkenin uçuruma yuvarlanmak üzere olduğunu fark eden arkadaş. Tekrar teşekkür ediyorum. Hem Erdoğan’ın kalbini kırmadan, hem iddialarını açığa düşürmeden bu yöntemi bulmuş, Erdoğan’a bunu kabul ettirmiş. Nihayet Yiğit Bulut kadar kafası çalışan birileri çıkmış. Gerçekten bu ismi bilmiyorum ve gıyabında tekrar ve tekrar tebrik ediyorum.


Tabi Erdoğan bu durumda kolayca kandırılabilen devlet başkanı pozisyonuna düştü. Gerçi farkında değildir muhtemelen. Zaten kendisine alkış tutanlara bu numarayı yedirdiği için seçmeni de tam Erdoğan gibi. Yani tencere kapak cuk oturmuş. Şayet olan bitenin farkındaysa, bu sefer de kendisine güvenenleri kandırıyor demektir.


Bu arada dün akşam doların çakılması, Erdoğan’ın açıklamalarından çok, açıklamalarını etkin kılmak için piyasaya el altından sürülen dolarlar yüzünden oldu. Bankacı tanıdıklarınız varsa, kendilerine sorup teyid ettirebilirsiniz bu bu bilgiyi. Peki bu para nereden geldi? Orasını açıklayamam, devlet güvenliği açısından sakıncalı.


Ayrıca bu operasyon öncesi, kuşlar iktidara yakın kişilere “dövize karşı pozisyon alın” haberini uçurmuşlar. Dün akşam birileri parasına para katarken, birileri de soyuldu.


Bir arkadaşım şöyle bir analoji yaptı. Erdoğan önüne gelen her topu gelişigüzel sağa sola vuran beceriksiz bir golcü gibi. Etrafındakiler de vurduğu top gol olsun diye kaleyi topun gittiği yerlere taşıyorlar. Çok güzel bir betimleme. Dün akşam olan da, bu kale taşıma işlerinden bir tanesidir.


Bu ülkenin ekonomi politikalarının alçakça yönetildiği, devletin kaynaklarinin birilerine ve küresel güçlere peşkeş çekildiği çok zaman oldu. Şu anda milli bir bakış açısı var, bundan mutluyum. Ama o gayri milli dönemlerde bile hiç bu kadar gayrıciddi bir ekonomi yönetimi olmamıştı.


Not: Biraz önce öğrendiğim kadarıyla Erdoğan'ı dün geceki hamleye CB Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Hazine bakan yardımcısı Yunus Elitaş ve Ziraat Bankası CEO'su Alpaslan Çakar ikna etmişler. Kendilerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.


Yorumlar