Ortadoğu'da Meksika Açmazı (3)
Türkiye’nin SDG’den talep ettiği ve yeni Suriye yönetimine dikte ettiği, örgütün lağvedilip Suriye’ye entegre edilmesi projesi ilk başlarda SDG tarafından temkinle karşılandı. ABD Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın açıklamalarını hayretle izliyordum. Sürekli SDG’nin silah bırakması gerektiğini vurguluyor, Türkiye’nin nefsini gıdıklayan açıklamalar yapıyordu. Donald Trump’ın, 16 Aralık 2024’te “Ben, askerlerimizin Suriye’de ölmesini istemiyorum. Suriye’de ne olacağına Türkiye yön verecek.” açıklaması da yeterince umut vericiydi. Artık bu işin bittiğine, PKK ve onun başka isimli uzantılarının (PYD, SDG, PJAK) sonunun geldiğine inanılmaya başlanmıştı. ABD, onlarca yıldır bölgede hamiliğini yapıp taşeron olarak kullandığı ve sürekli bağımsız Kürt devleti havucunu göstererek motive ettiği örgütü, kullanılmış bir mendil gibi çöpe mi atacaktı? Bunca yıl her türlü destek ve himayeyle Kürtlere devlet kurdurmak için çırpınan ABD, neden böyle bir tornistan yapsındı ki?
![]() |
Şu anki SDG lideri Mazlum Abdi manevi babası Öcalan'la |
Trump’ın bütün derdi Çin’le. Çok da haklı. Evet ABD dünyanın lideri, ama bir önlem alınamazsa, Çin yakın vadede ABD’nin kabusu olabilecek bir potansiyele sahip. ABD’nin siyasi, askeri, ekonomik gücünü büyük oranda Çin’e teksif edebilmek adına, diğer birçok bölgede planlarından taviz vermeyi tercih ediyordu. Oysa İsrail’in bölgede başka hayalleri vardı ve iştahı kabarmış şekilde sağa sola saldırmanın derdindeydi. İsrail’in sadece hayalleri değil korkuları da mevcuttu. Korkularından arındığında, aynı zamanda hayallerine de ulaşabilecekti. ABD’nin küresel hedefleri, İsrail’in bölgesel çıkarlarından öncelikli değildi. Veya öyle olması gerekmez miydi?
Bu arada TSK sınır ötesi operasyonlara hız kesmeden devam
ediyordu. Milli Savunma Bakanlığı açıklamalarına göre sadece 2024 yılında Türkiye,
Suriye ve Irak’da 2.000 civarında terörist etkisiz hale getirilmişti.
Bahçeli’nin açıklamaları gündeme düştükten sonra, konu
üzerine sık sık açıklamalar yapılarak diplomatik yoldan mesajlar verildi.
Bunlara bir bakalım.
DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan: "Seyit
Rıza ne yaptıysa, Şeyh Saitler ne yaptıysa, Mazlumlar, Denizler, Sakineler ne
yaptıysa Kürt halkı, Türkiye halkları da onların yaptığını yapacaktır."
(4 Kasım 2024)
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkler ile Kürtler
arasına örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza terörün,
terör destekli siyasetin olmadığı Türkiye teslim edeceğiz.” (27 Kasım 2024)
Mossad: “Türkiye'nin Suriye iç savaşının arkasında
olmasının iki nedeni var: Sünni imparatorluğu yönetmek ve İsrail'e
saldırmanın yolunu açmak”. (30 Kasım 2024)
Ahmed El-Şara: “Kürtler ile PKK farklı, ikisini
aynı kefeye koyamayız. Ülkedeki tüm silahlı gruplar dağıtılacak ve devletin
kontrolü dışında tek bir silahlı grup kalmayacak.” (14 Aralık 2024)
Terör örgütü PKK/KCK elebaşı Murat Karayılan: “Suriye'de
bulunmadığımızı resmen ilan ediyoruz.” (16 Aralık 2024)
Terör örgütü YPG/PKK: “Türkiye, Suriye
topraklarının tamamını işgal etmeyi planlıyor. Saldırılara karşı sonuna kadar
direneceğiz. Ortadoğu ve dünya halkları Kobanê ve SDG'nin yanında olmalıdır.”
(17 Aralık 2024)
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız. İnsan nasıl kaderinden kurtulamazsa, Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz.” (18 Aralık 2024)
ABD Dışişleri Bakanlığı: “Kuzeydoğu Suriye'deki
Kürtleri kendilerini savunmaya iten koşullar değişti. PKK/SDG’nin feshedilerek
yeni yönetime dahil edilmesi gerekiyor.” (20 Aralık 2024)
Hakan Fidan: “Pazartesi gününe kadar örgüt kendini
feshetme yolunda adımlar atmaya başlamazsa bölgelere askeri operasyon aşamasına
geçilecek.” (20 Aralık 2024)
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock: “PKK/YPG'nin
silahlarını bırakması ve Suriye ordusuna dahil olması gerekiyor. Türkiye'nin
güvenliği Kuzey Suriye'den tehdit edilmemelidir.” (20 Aralık 2024)
Putin:“Türkiye, güney sınırlarını korumaya ve
kendi topraklarındaki Suriyelilerin ülkelerine dönüşleri için şartları
oluşturmaya çalışıyor. Bu bölgeler artık aslında hemen hemen Türkiye’nin
kontrolü altında. Muhtemelen Kürt birliklerini sınırdan uzaklaştırmak
istiyorlar. Türkiye’nin hedefleri bunlar olabilir ve bunları yapabilirler. Türkiye,
PKK ile on yıllardır sorun yaşıyor. Umarım durum daha da kötüye gitmez. Bazı
Avrupalı liderler bana Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kürtlere devlet sözü
verildiğini, sonra aldatılıp kandırıldıklarını söylediler. Kürt meselesi büyük
bir mesele ve Kürtler iyi savaşçılar. Türkiye de kendi güvenliğinin
sağlandığından emin olmalı. Çözülmesi gereken birçok mesele olacak, ama
uluslararası hukuktan yanayız. Tüm tarafların çıkarları gözetilmeli. Suriye’deki
tüm büyük taraflarla temastayız.” (19 Aralık 2024)
Erdoğan ve Fidan yol haritasını Türkiye’nin çizdiği süreçte
ısrarlı olduğunu vurgularken, İsrail Türkiye’nin Suriye’deki varlığından aşırı
rahatsız olduğunu belirtiyordu. DEM ile yapılan PKK’nın lağvedilmesi anlaşmasında
Kürt tarafı beklentilerini masaya sürüyor, PKK da kendisini ısrarla SDG’den
ayırarak anlaşmanın SDG’yi kapsamaması için manevra yapıyordu. Diğer yandan ABD
ve AB’den çok net tavırlarla Türkiye’nin planına destek çıkılırken, Rusya yine
ikircikli oynuyordu.
Fakat bu arada Yahudi lobisine mensup ABD'li senatörler
Chris Van Hollen ve Lindsey Graham, 21 Aralık 2024’de Türkiye'ye yönelik bir
dizi yeni yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını senatoya sundu. Hemen ertesi
gün de Bahçeli’nin sert açıklaması geldi: “Tarih bize diyor ki, Kudüs’ün ilk
durağı Şam’dır. Şam fethedildiyse Kudüs’ün fethi de yakındır.”
Türkiye; ABD ve AB’ye kabul ettirdiği planda sürekli el
yükseltirken, mevzudan rahatsız olan İsrail de dünya genelindeki bütün Yahudi
lobileriyle planı bozmak için çalışmalara başladı. Sonraki açıklamalara da bir
göz atalım.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan: “Suriye’deki
en büyük endişemiz, otorite boşluğunun oluşmasından dolayı IŞİD’in bunu fırsat
bilip değerlendirme ihtimalidir. Kürtler, DAEŞ’e karşı mücadelede en iyi
ortaklarımızdır. Türkiye onlara saldırırsa bu mücadeleden uzaklaşmalarından
endişe ediyoruz.” (22 Aralık 2024)
Donald Trump: “ABD'nin saçma bir şekilde girdiği
dış savaşlara girmeyi bırakacağız.” (22 Aralık 2024)
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Suriye'de YPG-PKK için
çember daralıyor, yolun sonu gözüküyor. Hangi ülkenin bayrağına sığınırlarsa
sığınsınlar kendilerini bekleyen kötü akibeti yaşayacaklar. Belki yarın, belki
yarından da yakın… Bölücü örgütün arkasında duran Batılı ülkelerin bu
canilerden desteğini yavaş yavaş çektiğini görüyoruz. Bölücü örgüt için çember
daralıyor, yolun sonu görünüyor. Hiç kimseye hayat hakkı tanımayan bu katil
sürülerini bölgemiz için tehdit kaynağı olmaktan mutlaka çıkaracağız.” (23
Aralık 2024)
SDG/YPG/PKK sözde lideri Mazlum Abdi: “Sınır
güvenliği sorumluluğunu Şam'a devretmeye hazırız.” (27 Aralık 2024)
Ahmet el-Şera: “Suriye, bölünmeyecek. Suriye’nin,
PKK’nın Türkiye’ye karşı saldırıları için bir üs olarak kullanılmasını
reddediyoruz. Silah yalnızca devletin elinde olmalı. Bu SDG içinde geçerli. SDG’nin,
Suriye ordusuna entegrasyonunu memnuniyetle karşılıyoruz.” (29 Aralık 2024)
2024 sonu itibarıyla hem PKK, hem SDG problemlerinin nihayete
ereceğine dair kamuoyunda güçlü bir kanaat oluşmuştu. ABD ve AB o kadar güçlü
bastırıyordu ki, SDG ilk temkinli ve iddialı açıklamalarından vazgeçmiş, çözüm
odaklı yumuşak bir dil kullanmaya başlamıştı. Fakat dediğimiz gibi diğer yandan
Yahudi lobisi hararetle çalışmaya başlamıştı ve işin rengini değişebilirdi. Aynı
zaman dilimlerinde ABD’nin İsrail büyükelçisi de tam tersi istikamette
açıklamalar yaparak ısrarla bağımsız Kürt devletinden dem vuruyordu. Aslında
bütün bu olanlar İsrail ve Türkiye arasındaki alan kapma yarışması gibi
görünüyordu. İlk raundu Türkiye almış, ancak müsabaka henüz tamamlanmamıştı.
Bu bölümü Mazlum Abdi’nin önceden yaptığı bir açıklamayla bitirelim:
“2011 yılında 30 savaşçıyla başladık. Şu an sayımız son teknolojilerle
donatılmış 110 bin savaşçıya ulaştı. Türkiye Topraklarımıza adım atarken tekrar
düşünmeli.” Bu gözdağı pazarlık için yapılmış olabilir, ama nihayetinde Türkiye’nin
kendilerine dokunmaması adına bir tehdittir.
Devam edecek…
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız küfür, hakaret vs içermediği müddetçe, en sert eleştirileri dahi içerse yayınlanacaktır.