Yavaş Yavaş Yüklenen Cumhurbaşkanı Adayı

Pek çok kişi dillendirse de, somut, müesses bir kurumu olmadığından Türkiye’nin bir derin devleti bulunup bulunmadığı hep şaibeli olagelmiştir. Ya da doğası gereği bu tür bir resmi yapılanma varsa da ifşa edilmediğinden biz bilemiyor olabiliriz. Böyle bir kurum olsaydı, bunca yılda mutlaka kokusu çıkar ve konuşulurdu. Buradan hareketle resmi bir derin devletimiz yoktur diye düşünüyorum. Ama gayrınizami ve teamüller çerçevesinde oluşmuş bir derin devletimiz olduğuna eminim. Devletin askeri veya bürokratik kadrolarına hakim şahsiyetlerin, tabii olarak bu derin yapılanmanın üyesi olduğunu biliyoruz. Yani amorf bir yapı, eli zayıflayanların ıskartaya çıktığı, eli güçlenenlerin yeni üyeler olarak boy gösterdiği derin bir yapılanmadan bahsediyoruz.


Bu zevat ülkenin o anki şartlarına göre birtakım kararlar alıp, bunları ellerindeki asimetrik güçlerle uygulamaya koyar ya da resmi yapıya dayatmalarda bulunarak hayata geçirilmesi için zorlar. Derin devletimiz uzunca yıllar İngiltere’yle, ardından da ABD ile gayet koordineli çalıştı. Hatta derin devletin kontrolü kaybetme riski yaşadığı dönemlerde dışarıyla uyumlu şekilde gerçekleştirilen darbelerle yeniden ipi ele alması sağlandı. Fakat bu derin yapı yabancı ülkelerin güdümünde görünse de her daim içerisinde milliyetçi bir ruh barındırmıştır. Ve bu ruh bağımsız bir ülke olmakla ilgili vasatın oluşumuna kadar sabırla beklemiştir. Ordusu zayıfken bile arada küçük efelenmeler yapmış, denge politikası güderek tam mandacı, teslimiyetçi bir karakter sergilememiştir.


28 Şubat döneminde başlayan derin devlet - NATO (ABD) uyumsuzluğu üzerine, ABD’nin FETÖ eliyle yeni bir derin devlet yapılanması kurguladığını biliyoruz. Bir şekilde bu senaryoyu boşa çıkaran Erdoğan da eski derin unsurlarla bir araya gelmiş, halk ve devlet topyekün birlikte hareket etmeye başlamıştır. Ancak sivil yapılanmada bir şekilde Batı merkezli siyasi rövanş unsurları da hız kesmeden çalışmalarını sürdürmektedir.



Şu anda Tayyip Erdoğan’la gayet uyumlu çalışan derin yapılar, yaklaşan seçimlerde Erdoğan’ın şansının hemen hiç olmadığını fark etmiş olmalılar. Gerçi Erdoğan 2023 seçimlerini kazanacağına inanıyor. Önüne gelen şişirilmiş anketlerde bile gizlenemeyen kan kaybına rağmen bir şekilde bu işin üstesinden geleceğini düşünüyor. Şapkadan tavşan çıkarmasına alıştığımız Erdoğan’ın işi bu sefer bir hayli zor. Ekonomi can çekişiyor, gençler arasında Erdoğan’a karşı bir nefret dalgası var ve her geçen gün büyüyor. Yerli otomobil, yerli doğal gazın dağıtıma sunulması, gayet başarılı bir dış politika gibi normalde seçmen üzerinde kuvvetli tesirleri olacak operasyonlar bile muhalif kitlede yaprak kımıldatmayacaktır. İş artık duygusal bir hal aldı. Öyle ki İstanbul’da berbat bir belediyecilik yürüten Ekrem İmamoğlu’na karşı bile hala oy kaybediliyor.


Erdoğan’dan nemalanan ve onun varlığıyla hayat bulan genişçe bir kitle var ve Erdoğan’ın etrafını sarmalamış durumdalar. Bu da Erdoğan’ın iyice gerçeklerden kopmasını sağladı. Erdoğan hayal dünyasında yaşıyor, ama derin devlet gayet gerçekçi. Çünkü ülkenin kaderini çizecek nitelikte olan başkanlık seçimleri rastlantıya bırakılamayacak kadar önem arzediyor. Durum böyle olunca derin yapılanmalar inisiyatifi ellerine aldılar.


İyi Parti’den bir süre önce kopan (bence özellikle kopartıldı) ve Zafer Partisi adıyla siyaset sahnesine tekrar dönen Ümit Özdağ “Bizim cumhurbaşkanı adayımız Mansur Yavaş’tır.” açıklamasını yaparak derin bir senaryonun işaret fişeğini göğe fırlattı. Ümit Özdağ’ın kim olduğuna bakalım. Babası 1960 ihtilalini gerçekleştiren kurmay kadronun en parlak isimlerinden Muzaffer Özdağ. Yani Ümit Bey hem derin devletin ne olduğunu çocukluk dönemlerinden dibine kadar biliyor, hem de derin devlet unsurlarıyla iltisaklı bir şahsiyet. Mansur Yavaş’la ilgili çıkışı üç saikten kaynaklanıyor olabilir. 1) Mansur Yavaş’ın toplumda yükselen prestijini fark edip ön alarak oluşacak güç değişiminde elini kuvvetlendirmek. Mansur Yavaş’ın popülaritesinden taraftar devşirmek. 2) Derin devletin Erdoğan’ın kaybetme ihtimaline karşı Mansur Yavaş tedbirini aldığını öğrendi ve bu bilgi üzerine siyaset inşa ediyor. 3) Derin devlet bizatihi Ümit Özdağ’a Mansur Yavaş’ı sahneye sürmesi için görev verdi ve kendisi de bu emri yerine getiriyor.



Hangi sebepten kaynaklanıyor olursa olsun gizliden gizliye konuşulan Mansur Yavaş ismi alenen sahneye sunulmuş oldu. Bu lansmanın hemen akabinde Cüneyt Özdemir CB adayı için bir anket düzenledi. 400 bin kişinin katıldığı ankette oyların %66’sı Yavaş’a gitti. En yakın oy alan İmamoğlu’nun 4,5 katı oy aldı. Sonrasında başka anketler de yayınlandı ve sonuçlar hep Mansur Yavaş’ın lehine çıktı. Yani muhalefetin aslında Yavaş’tan başka herhangi bir adayı göstermesi siyaset gerçeklerine aykırı bir hal aldı.



Yaklaşık dört ay önce “Muhalefetin Bizans Oyunları” başlığıyla kaleme aldığım yazımda Mansur Yavaş’ın muhalefetteki derin devletin adayı ifadesini kullanmıştım.



Yine bir süre önce “Erdoğan Artık Bir Milli Güvenlik Meselesidir” başlığıyla kaleme aldığım yazımda, muhalif cephede güvenip oy verebileceğim tek adayın Mansur Yavaş olduğunu dile getirmiştim.


İsmi gündeme geldikten sonra Yavaş’a CB adaylığıyla ilgili sorulan soruya “Ben kamu görevlisiyim ve işime bakıyorum” diyerek usta bir siyasetçi gibi cevap verdi. Hem devletin egemen unsurlarına selam çaktı, hem de aday değilim demedi. Bu vakitten sonra Mansur Yavaş’ın adaylığı çok zor engellenir.


Sosyal ve siyasi yönelimlerin bu kadar netleştiği bir ortamda CB olma hayali kuran esas aktörlerin çok telaşa kapıldığını kestirmek zor değil. İşi gücü bırakıp CB olmak için PR yapan İmamoğlu perişan haldedir. Ama vazgeçmeyecektir. Kemal Kılıçdaroğlu da o kadar çırpındı durdu, onu da vazgeçirmek kolay olmayacaktır. Akşener de her gün CB olma hayaliyle yatıp kalkıyordu. CHP’yi bölmek ve bu sayede CB olmak için, bu işe pek hevesli duran İmamoğlu’na yatırım yaptı hep. Ama beklemediği bir yerden gol yedi. Mansur’un bu kadar güçlü bir kamuoyuna sahip olduğunu kestiremedi. Mevzuda kendisi değil de Ümit Özdağ’ın ön alması yediği ikinci gol oldu. Zaten Özdağ’ın açıklamasından sonra soluğu Yavaş’ın yanında aldı hemen. Şimdi şöyle teselli oluyordur; Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş üçü birden aday olursa CHP’nin tabanı darmadağın olur ve kendisi Erdoğan’ın karşısına ikinci turda çıkar. Ama şunu fark ediyor mudur bilmem. Mansur Yavaş İyi Parti’nin de tabanını darmadağın eder.



Mansur Yavaş Millet İttifak’ı aday göstermese bile aday olacak. Yüz bin imzayı bir saatte toplar. CHP’den, İyi Parti’den, MHP’den ve hatta Ak Parti’den oy alacak bir siyasi figür. Milliyetçi, kısmen muhafazakar, Kemalist. Türkiye'nin %60'nın gönül rahatlığıyla oy vereceği bir çizgisi var. Fanatik Ak Parililer hariç herkesten oy alabilir. Yavaş’a oy verme tereddüdü yaşayacak en kalabalık kitle HDP tabanı. Ama onların sorusu “kırk katır mı, kırk satır mı” cinsinden; Mansur mu Tayyip mi?


Derin devlet Erdoğan'la gayet uyumlu çalışıyor. Erdoğan'ın karşısına çıkacak adayı şansa bırakmayacaktır. Bu sayede yeni CB kim olursa olsun uykuları kaçmayacak, inandığı hedef üzerine çalışmaya devam edecektir.


Ezcümle, çok anormal gelişmeler olmazsa, bir sonraki CB’mızın Mansur Yavaş olacağını iddia ediyorum.


Yeri gelmişken geçmişte ortaya koyduğum iddialarımı da hatırlatayım. Siz değerlendirin.


  1. 3,5 yıl önce düşük faiz takıntısının ülke ekonomisini felakete sürükleyeceğini yazmıştım.

https://sezgiseli.blogspot.com/2018/09/ikinci-davutoglu-vakas-kapda.html


  1. 4 sene evvel Kılıçdaroğlu koltuğu Muharrem İnce’ye devretmezse İnce’nin partiden ayrılacağını yazmıştım.

https://sezgiseli.blogspot.com/2018/06/klcdaroglunun-scak-yaz.html


  1. 2,5 sene önce muhalif kanatta üçüncü ittifakın olacağını yazmıştım.

https://sezgiseli.blogspot.com/2020/09/ucuncu-blok-rahme-dustu.html


  1. 4 sene önce CHP’nin marjinalleşerek mezhep partisi olacağını ve HDP’ye yaklaşacağını yazmıştım.

https://sezgiseli.blogspot.com/2018/02/dersimin-ac-intikam-chp.html

https://sezgiseli.blogspot.com/2018/05/iktidar-degil-ana-muhalefet-sallanyor.html


  1. 4 sene evvel ana muhalefetin İyi Parti’ye kayacağını yazmıştım.

https://sezgiseli.blogspot.com/2018/05/iktidar-degil-ana-muhalefet-sallanyor.html


---


Free counters!

Yorumlar

  1. Mansur'la Selçuk yarılsa kim CB olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeteri kadar süre verilirse Selçuk kazanır. Seçime üç ay kala ilan edilirse kazanamaz. Çünkü insanların algısının teknokrat Selçuk'tan siyasetçi Selçuk'a dönmesi için 8-10 aylık bir süre gerekir.

      Sil
  2. Sayın Taceddin bey tesbitleriniz çok ama. Çok doğru ..gerçek olan bir şey varsa ileride Türkiye’yi çok zor günler bekliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selçuk beyden vazgectiginiz anlamına mı geliyor bu yazı?

      Sil
    2. Ben Selçuk Bayraktar'ın en doğru aday olduğunu düşünüyorum hala. Ama Erdoğan'ın vazgeçmek gibi bir niyeti olmadığını öğrendim. Selçuk olmuyorsa bari Mansur Yavaş olsun diyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Yorumlarınız küfür, hakaret vs içermediği müddetçe, en sert eleştirileri dahi içerse yayınlanacaktır.