Erdoğan’ın Son Çaresi: Kılıçdaroğlu
Muhalif cephenin çok sayıda CB adayı var. Herkes de kendi adına canhıraş şekilde kulis yapıyor. Ben seçim takvimi açıklandığında malum isimlerin hepsinin aday olacağını düşünüyorum. Yani Erdoğan’ın ilk turda belki on tane rakibi olacak. Seçim ikinci tura kalacağından Erdoğan’ın ikinci turda rakibinin kim olacağı da bu amansız yarış sonunda belli olacak.
Büyük Birlik Partisi Başkanı Mustafa Destici birkaç ay önce “Adaylık Kılıçdaroğlu’nun hakkı” diyerek ilk manevrayı yaptı. Ardından Ak Parti’ye yakın araştırma şirketinin sahibi İhsan Aktaş sık sık Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin adayı olması gerektiğini söylemeye başladı. Son olarak Erdoğan Kılıçdaroğlu’na meydan okuyarak “Yüreği yetip 2023’de CB adayı olacak mı?” diye sordu. Bu tabi ki karşı tarafı tahrik etmek amacıyla söylenmiş bir söz. İktidar cephesi yatıp kalkıp Kılıçdaroğlu’nun aday olması için dua ediyor. Çünkü Erdoğan, ikinci turda Kılıçdaroğlu’nu rahatça devirebileceğini öngörüyor. Diğer adaylarda sıkıntı yaşayabilir. Tabi bu Erdoğan’ın vehmi. Bence KK bile Erdoğan karşısında seçim kazanabilir. Diğer adaylarınsa hepsi Erdoğan’ı devirir. Ama yine de tek şansı Kılıçdaroğlu’nun aday olması.
Karşı cephenin adayıyla ilgili bu kadar görüş belirtiyorsanız, manipülasyon içeren açıklamalarla karşı cephenin adaylık sürecini dizayna kalkışıyorsanız, kendi cephenizden umudu kesmişsiniz demektir. Kendiniz zayıfsanız rakibin hata yapmasını beklersiniz. Daha ileri giderek rakibinizi hata yapmaya zorlarsınız. Siyasetin duayeni Erdoğan’ın cephesinde durumlar içler acısı. Herkes yatıp Kalkıp Kılıçdaroğlu'nun aday olması için dua ediyor.
Normal şartlar altında, iktidar Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını bu kadar istiyorsa muhalefet için en akıllıca yol Kılıçdaroğlu’nu aday göstermemektir. Muhalif kanatta pek çok kişi bunun farkında ve bu konuda açıklama yapıyorlar. Peki bütün bu parti içi itirazlar Kılıçdaroğlu’nu durdurabilecek mi? Bakalım.
Daha önceki iki seçimde aday olmamış Kılıçdaroğlu’nun bu seçimde adaylığa bu kadar heveslenmesinin tek sebebi var; kazanma ihtimali. Daha önceki seçimler zaten kaybedecekti, Kılıçdaroğlu da Erdoğan’ın önüne yem olarak önce Ekmelettin İhsanoğlu’nu sonrasında Muharrem İnce’yi attı. Oysa şimdi Erdoğan’ın karşısına çıkan adayın seçimi kazanma şansı çok yüksek. Kılıçdaroğlu da bu pastayı kendi yemek istiyor. Tutumu etik değil, ama siyasi olarak doğru. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalefet için en mantıksız tercihken neden adaylıkta ısrar ediyor?
Bir kere Kılıçdaroğlu’nun da nefsi var. Yıllardır koşturuyor ve nihayet önüne çıkmış olan kazanma şansını değerlendirmek istiyor. İkincisi Alevi cemaatin tutkusu. İlk kez Alevi bir cumhurbaşkanı çıkarma ihtimali, Türkiye’de yıllardır azınlık psikolojosi yaşamış kitlelere çok çekici geliyor ve Kılıçdaroğlu’nu sürekli motive ediyorlar. Üçüncüsü Kılıçdaroğlu’yla hareket eden kurmay kadrosunun ikbal beklentileri. Tıpkı bir şekilde Erdoğan’ın gözüne girmiş olan Ak Partili bürokrat ve siyasilerin bütün geleceklerini Erdoğan’ın başarılarına bağlamaları gibi. Dördüncüsü HDP’nin en çok istediği aday olması. Bu elbette boşuna değil. Ayrılıkçı Kürtlerin megalo ideasına giden yolda Kılıçdaroğlu’nu en iyi aday olarak görüyorlar. Beşincisi de Ak Parti’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylığını çok istemesi. Bunu sağlamak için ellerinden geleni yapacaklar. İlk paragrafta belirttiğim gibi bugüne dek kamuoyu önünde yapılan naif açıklamalar yerine, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için el altından akıllı bir stratejiyle çalışma yapmaları lazım. Gördüğünüz gibi Kılıçdaroğlu’nun aday olmak için çok fazla gerekçesi var. Çok anormal bir iç veya dış tehdit ya da telkin olmazsa Kılıçdaroğlu aday olacak.
Kılıçdaroğlu aday olacak ama, altılı masanın ve özellikle Akşener’in bunu kabul etmesi mümkün değil. Babacan da mahrem görüşmelerinde “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına kesinlikle izin vermeyiz” diye konuşuyor. Kılıçdaroğlu’nun adaylığını 6’lı masadaki diğer beş partinin kendi tabanına kabul ettirmesi çok zor. Böyle bir karar parti tabanlarında derin çatlak ve güvensizlik oluşturur. Hatırlayın 17-25 Aralık operasyonları sonrasında Erdoğan’ı devirmek için CHP’ye oy toplamaya çalışan Fetöcüler, bu tavırları yüzünden muhafazakar camia tarafından iyice dışlanmışlardı.
Kılıçdaroğlu adaylıkta ısrar ederse buna en çok Meral Akşener sevinir. Yani sadece Erdoğan’ın değil Akşener’in de son çaresi Kılıçdaroğlu’nun adaylığı. Böylece kendisi de aday olmak için güçlü bir mazerete sahip olur. İmamoğlu içten yanmalı şehvetiyle aday olur. Mansur Yavaş’ı belli bir kesim adaylığa sürükler. Masa da dağıldığı için her parti başkanı adaylığını açıklar.
HDP mutlaka aday çıkaracak. Çünkü oy potansiyelini, dolayısıyla seçimlerdeki belirleyici etkisini göstemek isteyecektir. İkinci turda HDP’nin en kritik parti olduğunu söylememize gerek yok sanırım. Mesela Erdoğan pabucun pahalı olduğunu anlarsa HDP’ye cazip siyasi rüşvetler teklif edebilir. Demirtaş ve diğer tutukluların salıverilmesi gibi basit rüşvetlerden bahsetmiyorum. Onları zaten Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Akşener, Babacan da vaad ediyor. Erdoğan aklımıza gelmeyecek çok daha fazlasını teklif edebilir. Hele ikinci tura Kılıçdaroğlu kalırsa rüşvetin ölçüsü inanılmaz boyutlara ulaşabilir. Çünkü zaten Kılıçdaroğlu CHP’den çok HDP’nin adayı.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin seçim öncesi pazarlıkları akim bırakan çok önemli bir özelliği var. Beş yıllığına başkan seçilen bir şahsın o beş yıl içerisinde padişah kadar gücü ve yetkisi oluyor. Yani seçim öncesi verdiği sözleri yerine getirmediğinde sadece bir sonraki seçimde zora düşer. Şayet bir sonraki seçimi değil de elindeki beş yılı hesap ederse kendi borusundan başka bir şey öttürmeyebilir. Bunun herkes farkında. Doğal olarak herkes CB koltuğuna kendi adamını getirmek istiyor. Kendi adamı derken ideolojisine güveneceği adam demek istiyorum.
Hasılı Erdoğan, Akşener ve Demirtaş Kılıçdaroğlu’nun adaylığından gayet memnun olurlar. Yukarıda bahsettiğim gibi hepsinin gerkçesi farklı. Adaylığını bu kadar çok isteyen varken Kılıçdaroğlu neden aday olmasın ki?
Olsun bence hiç sıkıntı değil.Zaten ikinci tura KK kalamayacak ki,Akşener ya da Mansur kalır.
YanıtlaSilSağ ölmüş ağlayanı yok. Biri Türkçü diğeri komünist iki Ermeni başkanlığı zorluyor.
YanıtlaSil