Çanlar Bizim İçin Çalıyor



Son birkaç yılın en önemli tartışması yapay zeka ve robot teknolojisindeki gelişmeler ve bu gelişmelerin yaratabileceği tehlikeler üzerine dönüyor. Belki çok fazla insan bu gelişmelerden haberdar değil, ama hakikaten fazlasıyla ciddiye alınması gereken bir konu. Hawking robotların bir süre sonra dünyayı ele geçirebileceğini söylerken, Elon Musk 3. Dünya Savaşı’nın robotlar yüzünden çıkabileceğini iddia etti. Bill Gates robotların ileride insanları köleleştirebileceğini öne sürdü. Bu alanlarda çalışan birçok başka bilim adamı veya şirket sahibinin de benzer yönde açıklamaları oldu. Yani durum bir hayli ehemmiyet içeriyor.

Öngörüleri kıymet arz eden bu insanların yukarıda zikrettikleri tehlikeler için 80-100 yıl sonrası işaret ediliyor. Bense yapay zeka ve robot teknolojilerinin bahsedilen risklerden çok daha önce, belki 20-30 yıl sonra farklı bir boyutta dünyanın başına bela olacağını düşünüyorum.

Evvela konuya aşina olmayanlar için özet ve anlaşılabilir bir açıklama yapmakta fayda var. Yapay zeka uzun süredir üzerinde çalışılan bir konu. Bilim dünyasında kısaca AI (Artificial Intelligence kelimelerinin baş harfleri) olarak geçiyor. Normalde insanların kodladığı emirlere göre hareket eden yapay zekada son yıllarda önemli bir gelişme oldu. Veri madenciliği (Data mining) denilen ve şu sıralarda hem dünyada, hem ülkemizde çok popüler hale gelen bir bilim alanında önemli bir merhale kaydedildi. Bilgisayarların kendilerine yüklenen bilgilerden sonuç çıkarabileceği ve yeni bilgiler üretebileceği yazılımlar geliştirildi.

Biliyoruz ki insanlar öğrendikleri her şeyi akıllarında tutamazlar. Diğer taraftan bilgisayarların hafıza yetenekleri bizlerden binlerce kat güçlü, üstelik insanlar gibi unutma diye bir zaafları yok. Bu söylediklerim bizim kullandığımız bilgisayarlar için geçerli. Yüksek teknoloji alanlarında çalışan kurumların çok daha güçlü ve entegre bilişim sistemleri var, varın onların boyutlarını siz hayal edin. Üstelik her geçen gün kapasiteleri de artmaya devam ediyor. İşte yapay zeka bu bilgiler üzerinde veri madenciliği yaparak analizler, çıkarsamalar üretiyor. İnsan beyninin yaptığı da bu. Bir farkla ki insan beyni hafıza konusunda bilgisayarlardan ne kadar geriyse, zeka konusunda da bir o kadar ileri. O yüzden hala kontol insanoğlunda.


Fakat görünen köy kılavuz istemez. Şu anda ilkel seviyede bulunan yapay zekanın geliştirileceğini ve bir süre sonra kritik eşiği, yani insan zekasını aşacağını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok. Şöyle bir soruyla devam edelim; Ne kadar zeki olurlarsa olsunlar bilgisayarlar insanlara nasıl zarar verebilirler ki? İşte burada, son yıllarda oldukça çarpıcı ilerlemeler kaydeden robot teknolojileri devreye giriyor.

Özetleyecek olursak işin üç boyutu var:
1-      Bilgi hazinesine sahip olma (hafıza kapasitesi); bu alanda teknoloji insan kapasitesini fersah fersah aştı.
2-      Bilgiyi analiz edip doğru sonuca ulaşma (zeka); bu düzlemde teknoloji henüz emekleme dönemini yaşıyor. İnsan seviyesine ulaşmaları bir hayli zaman alabilir.
3-      Kullanılır hale gelen bilginin eyleme aktarılması, yani yapay zeka-robot mekaniği koordinasyonu; robot teknolojisi alanında da insan kapasitesini aşılmasına ramak kaldı.

Son dönemlerde çok başarılı robotlar geliştirildi. Mesela Boston Dynamics firması birçok konuda insanın fiziksel kabiliyetlerinden üstün Handle isimli bir robot geliştirdi. Önümüzdeki on yıl içerisinde insandan daha hızlı koşan, daha ağır yük kaldıran, daha hızlı ivmelenip durabilen, daha dayanıklı, daha dengeli, daha iyi işiten/gören ve üstüne üstlük en ufak bir kaprisleri olmayan robotlar geliştirilmesi hiç sürpriz olmayacak. Robotlar dünyayı ele geçirir mi bilinmez ama, işlerimizi elimizden alacakları muhakkak.

Yetenekli robot Handle.

Burada korkmamız gereken asıl şey işten kovulmak olmamalı. İnsan bir şekilde karnını doyurur. En kötü tarlada eker biçer yine doyar. Fakat şöyle derinlemesine düşünürsek, bugüne dek üçüncü dünya ülkelerindeki insanları sadece ucuz iş gücü ya da sömürülecek yaratıklar olarak gören sermaye sahipleri ve bu dünyanın çarkını çeviren bir grup elit ülke/insanın, artık bizlere ihtiyacı kalmayacağını görürüz. Bizi bugüne değin kara kaşımız, kara gözümüz için idare etmeyen bu hegamonik kişi ve kurumların, robotlardan daha fazla verim aldıklarında bizlere hangi gözle bakacaklarını bir hayal edin.

Güçlülerin, seçkinlerin ihtiyaç ve keyiflerini karşılayacak robot orduları kurulduktan bir süre sonra bizler, yani sıradan insanlar, bu dünyanın kaynaklarını tüketen parazitler gibi görülmeye başlanacağız. Evet, bildiniz. Bunun dünyayı yönetenler gözündeki manası ölmeyi, yok edilmeyi hak etmek demek. Şimdi bile kendi çıkarları için her yıl milyonlarca insanı katleden bu bencil güruhun ilerleyen dönemlerde çok daha büyük toplu katliamlara kalkışacağını düşünüyorum. Onlara direnmeye kalktığımızda, karşımıza uzaktan kumanda edilen savaş gereçleri ve robot askerlerle çıkacaklar. Belki hayatta kalabilmek için onlar gibi gayrı nizami, gayrı ahlaki savaş metodlarına tevessül edeceğiz. Yaşasak bile ahlaki ilkelerimiz başklaşım geçirecek.


Felaket senaryoları çiziyor gibi görünebilirim. Ama siz de gayet iyi biliyorsunuz ki bunların olma ihtimali hiç de düşük değil. Göreceksiniz, modern dünyada sürekli cilalanarak önümüze sunulan eşitlik, adalet, insan hakları, özgürlük, çevre hassasiyeti gibi kavramların, hakikatte bizi şimdilik uyutmak ve kontrol altında tutmak için düzenlenmiş sanal ikonlar olduğunu dehşet içinde müşahede edeceğiz. Hep birlikte “Adalet de, insan hakları da, özgürlük de hep onlar içinmiş” diyeceğiz demesine de, korkarım iş işten geçmiş olacak.

Dünyayı robotların ele geçirmesi bizim sorunumuz değil, çünkü dünya bizim değil. Bu tamamen dünyayı avuçlarının içinde oynatanların sorunu. Varsın onlar dert edip düşünsünler. Bilakis bizim meselemiz, dünyayı yönetenlerin robotları da kontrol altında tutması olmalı.

İnsanoğlunun bencil ve vahşi vechesini gayet iyi bildiğimden insan denilen yaratıklara hiç güvenmiyorum. Eline güç geçiren herkeste belli oranda canavarlaşma temayülü beliriyor. En ufak bir fırsatta haz ve egolar vicdan ve merhameti perdelemeye, baskılamaya başlıyor. Bütün bunları bilip de, elleri altındaki süper bilgili, süper zeki, süper yetenekli robotları yönlendirebilecek insan veya kurumların bizlere güzel bir gelecek muştulayacağına inanmak safdillik olacaktır.

Yine de ümitsizliğimize kapı aralayacak bir iki çıkış noktası olabilir. Mesela dünyanın insanlardan arındırılmasının ekosisteme zarar vereceğini hesaplayıp en azından belli miktarda sıradan insanın yaşamasına izin verebilirler. Ya da herkesin seçkin olduğu bir dünyada kendilerini iyi hissetmeleri zor olacağından “Neyse ki bu insancıklar gibi sefil değiliz” diyebilmek için, bizleri alt standartlarda yaşatıp psikolojik tatminlerine malzeme yapabilirler.
Biz yaşayacağımız kadar yaşadık. Artık elli yaşına dayanmış biri olarak yapay zeka ve robot teknolojilerindeki gelişmelerden kendi adımıza değil belki, ama gelecek nesillerimiz adına korkuyorum. Çok da yersiz bir korku olmadığını, biraz oturup düşündüğünüzde siz de göreceksiniz.

Robotlar konusunda, ileride tecrübe edeceğimiz toplumsal sorunlar sebebiyle daha çok yazıp çizeceğiz gibi görünüyor. Ama bence en tehlikeli sorun yukarıda altını çizmeye çalıştığım meseledir.
 -----------------------------------------
 Sitede yayınlanan yazılardan haberdar olmak için lütfen abone olunuz.


Free counters!

Yorumlar