Beklenti Tuzağında
Umut etmek insanı hayata bağlar, ayakta tutar derler.
Gerçekten de optimist ruh halimiz beynin modunu ve salgıladığı hormonları
pozitif mecrada tutar. Bu da fizyolojik pek çok aktivitemizde sağlıklı işlerlik
seviyesini korumamıza yardımcı olur. Umut etmekle beklentiye girmek arasında
ruhsal iklim açısından çok az, ancak sonuçları itibarıyla sarsıcı farklar
bulunur. Beklenti; kazanıldığında
ödemesi önden alındığı için mutlu etmeyen, kaybedildiğinde ise ağır manevi
bedeller ödemek durumunda kaldığımız ahmakça bir kumar türüdür.
Şöyle düşünelim. Bir sınavdan çıktınız ve tam olarak hangi
skoru alacağınızı kestiremiyorsunuz. Sınav sonucuyla ilgili beklentinizi,
doğruluğundan emin olduğunuz cevaplarınızın bir gram üstüne çıkarmamanız
gerekiyor. Emin olduğunuz o asgari skor gelirse bir mesele yok zaten. Ama daha yüksek
bir skor alırsanız keyfini sürebilirsiniz. Bu akılı insanların hayatı karşılama
yöntemidir. Bir de tersten bakalım.
Doğru çıkmasını umut ettiğiniz cevapları da hesaba katarak
beklentinizi yüksek tuttuğunuzu varsayalım. Bu durumda nadiren beklentinize
uygun bir skor alırsınız. Çok büyük oranda da beklentinizin altında kalırsınız
ki bu sizi mutsuz edecektir. İnsanların beklentilerini yüksek tutmalarının
arkasında hazza yaslanma kolaycılığı var. Gerçekle yüzleşene değin keyif sürmekle,
yüzleşme sonrasında ruhunuzu, yaşayacağı bir hayal kırıklığına hamile bırakmış
olursunuz.
Doktorlar yaşadıkları acı tecrübe ve birikimler çerçevesinde
hastalara ve yakınlarına hep en kötü senaryoları resmederler. Böylece
beklentileri asgari limitlerde şekillenen hasta ve yakınları ilerleyen
dönemlerde her halükarda mutlu olurlar. Dahası tedaviyi uygulayan doktoru
suçlama eğilimine girmezler.
İnsan hep beklentilerini düşük tutmalı; evleneceği kişiden,
çalışacağı işten, kazanacağı paradan… Bu aklı başında her insanın hayata
tutunuş tarzıdır. Beklentiyi yüksek tutmak daha çocuksu, dürtüsel bir temayüldür.
Kendini yüksek beklentilere bırakmanın, sadece bazı
insanlarda kabul edilebilir bir tutum olduğunu düşünüyorum. Bu tür insanlar
yüksek beklentili hayallerle gerçekle karşılaşana kadar mutlu olur, ama
sonrasında yaşayabilecekleri hayal kırıklıklarına aldırış etmeden hayatına
devam ederler. Yani ruhsal savunma mekanizmaları yüksek bir insansanız
beklentilerinizi yüksek tutmanızda bir beis yok. Bu tür insanların sayısı çok
değildir. Kendinizi kandırmamanızı tavsiye ederim. Çünkü umursamadığınızı iddia
ettiğiniz hayal kırıklıkları derinlerde bir yerlerde ruhunuzu kemiriyor
olabilir. Hatta ruhunuzdan bedeninize sirayet edecek bazı hastalıklar da, bu
hayal kırıklıklarının şuur-u nihan operasyonların tetiklemesiyle tezahür
edebilir. Asla bilemezsiniz.
Bu yüzden eşeği sağlam kazığa bağlamak adına herkese fazla
hayalperest olmamalarını tavsiye ediyorum. Hele ki erkeklere.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Sitede yayınlanan yazılardan haberdar olmak için lütfen abone olunuz.
Umudunuz bol, beklentileriniz düşük olsun...
YanıtlaSilUmutla beklenti arasındaki çizgi çok ince gibi.