Makyevelizmin Tavan Yaptığı Günler

Hala inanamıyorum. Sen tut 6’lı masayı “kumar masası”, “noter masası” olmakla itham et. Bir masadan kalkarken asgari nezaket sınırlarının bile altına düşecek sertlikte açıklamalar yap. Masanın gösterdiği aday dışında bir adayla seçmenin karşısına çıkmayı Kurtuluş Savaşı’yla özdeşleştir. Böylesi zemberekten boşanırcasına bir masadan kalkışla Fizan’a kadar gitmesi lazım insanın, değil mi? Ama Akşener 1-2 gün içinde paçoz siyasetin zirvesini gösterip kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırarak tekrar masaya döndü. Olacak iş değil, ama vallahi de oldu.


Geçen yazımda bu dönüşü linç yiyen ve muhalif cephede sanal bir yalnız kalma korkusu yaşayan Meral hanımın basiretsizliğine bağlamıştım. Oysaki daha yeni kurmay zeka vurgusu yaparak CHP’yi eleştirmişti. Kendi kurmayları uyuyor muydu? Bu kadar hayati bir siyasi hata nasıl yapılırdı? Muhtemelen Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi fiyaskosuydu.


Sonradan düşününce, gerek Meral Hanım’ın gerekse kurmaylarının basiretinin üstelik toplu şekilde bu kadar bağlanması ihtimalinin hayli düşük olduğu kanaatine vardım. Ortada bizim göremediğimiz bambaşka faktörler vardı. Bunlar üzerine biraz kafa yoralım. Kulağıma gelen fısıltılardan başka bir şey bilmiyorum. Ama birlikte muhakeme edebiliriz.


Akşener’in 28 Şubat’tan kalma ağır deneyimleri var. Dönemin güçlü generallerinden biri tarafından İçişleri Bakanlığı önünde yağlı kazığa oturtulmakla  tehdid edilmiş, derin devletin soğuk yüzünü fazlasıyla bilen bir siyasetçi. O zaman bile yiğitlik gösterip kendisini tehdit eden generale homoseksüel demişti. Ancak köprülerin altından çok sular aktı. Artık derin devlet eski derin devlet değil. Mevcut derin devletin siyasi idealleri Meral Hanım’ınkinden çok uzakta seyretmiyor. Kaldı ki hem Akşener’in, hem kurmaylarının derin devlet mensuplarıyla kadim ilişkileri var ve hatta bazıları organik olarak derin devletin içinde. Hal böyleyken Meral Hanım derin devlete rağmen ters bir adım atmaz.


Masadan kalkan İyi Parti lideri, masaya yeniden derin devlet tarafından oturtulmadı. Derin devlet Akşener’in masadan kalkmasını istemiyorsa baştan tembih ederdi ve bu olaylar baştan yaşanmazdı. Diyelim ki derin devletin ısrarına rağmen masadan kalktı, bu sefer de geri oturmazdı. Akşener kendisini derin devletin gazabından koruyacak yeteri kadar insan ve enstrümana sahip bir lider. Derin devletle ilgili elimizde kalan son senaryo, “önce kalk sonra sitemle otur ve Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştır” senaryosu. Akşener’den böyle bir tiyatro oynaması istenmiş olsa Akşener’in bunu kabul etme ihtimali çok düşük. Diyelim ki kabul etti, pekala kendisini bu kadar rezil etmeyecek bir sahne performansı gösterebilirdi. Hasılı şu yeniden masaya dönme işinin derin devletle bir alakası yok.


Gelelim diğer bir ihtimale. İhsan Aktaş dün Akşener’in İstanbul sermayesi tarfından tehdit edildiğini iddia etti. Bence içi boş bir senaryo. İstanbul sermayesi eskiden asar keserdi; ordu, yargı, medya, bürokrasi emrindeydi. Erdoğan bunları süt dökmüş kediye çevirdi. Kaldı ki İhsan Aktaş’ın dediği gibi Erdoğan İstanbul sermayesinin büyümesine engel falan olmadı. Erdoğan döneminde en çok semiren yine onlar oldu. Aktaş’ınki ucuz retorik. Diyelim ki İstanbul sermayesi böyle bir işe niyetlendi, Akşener’i neyle tehdit edecek? Bu senaryonun üstünü de çiziyoruz..


Bence olabilecek en güçlü senaryo Akşener’in uluslararası derin yapılarca tehdit edilmesi. Olayın arkasında yabancı istihbarat örgütleri var gibi duruyor. Fetö de bu işin önemli bir parçası olabilir. CHP’nin bu kadar maharetli olabileceğine ihtimal vermiyorum. Birileri çoluğu çocuğu, sevdikleri üzerinden tehdit yapsa Akşener devletten yardım isterdi ve devlet de bu işte kendisini mahçup etmezdi.


Akşener’in kasedi var mıdır bilemem, günahını da almak istemem. Kaldı ki böyle bir durum varsa da ben dahil kimseyi ilgilendirmez. Ama Türkiye gibi bir ülkede bir kadın siyasetçinin kasedinin olması bir erkek siyasetçininkine göre kırk kat etkilidir. Fakat şimdilerde, Akşener’in psikolojik modunu 180 derece değiştiren bu tornistana duçar edecek başka bir şey gelmiyor aklıma. Gözünü budaktan sakınmayan bir siyasetçi olarak Akşener'i bu kadar ürküten şey ne olabilir? Okurlarımdan rica ediyorum, bu kadar büyük bir dönüşe sebep olacak başka bir seçenek varsa beni bilgilendirsinler lütfen. Boşuna suizanda bulunmayalım. Bu arada kasedin mutlaka bir kabahat içermesi gerekmiyor. Milliyetçi kimliğiyle öne çıkmış bir kadın siyasetçinin evinden gizli çekimle gece kıyafetiyle bile görüntüleri medyaya sunulsa Türk milleti nezdinde yeteri kadar alçaltıcı bir hamle olur.

   

Bu arada “Akşener masadan kalkarsa elimdeki belgeleri açıklarım” diyen ahlaksız siyasetçi Yaşar Okuyan’a birkaç lafım var. Şayet elindekiler vatan milletle ilgili ayıplarsa şu ana kadar açıklamamış olman düpedüz ahlaksızlık. Yok şahsi ayıplardan bahsediyorsan, tam tersi onları açıklamak daha büyük ahlaksızlık. Bunlar üzerinden şantaj yapmak ise ahlaksızlığın dik alası. Bu şantajı medya üzerinden yapmak hem geri zekalılık, hem kendini gösterme histerisi. Iskartaya çıkmış bir siyasetçi olarak CHP’ye yaranma karaktersizliği. Hiç kimse seni bakan falan yapmaz, yaptığın bu terbiyesizlik yanına kar kalacak, siyaset tarihinin utanç sayfalarında bir palyaço olarak yerini alacaksın. Nitekim CHP kendisini merkeze çağırıp tokatladı. Ahlaksızlığın bile bir raconu var.


CHP şimdi de, her türlü sosyal medya lincine ve mahalle baskısına rağmen CB adayı olan Muharrem İnce’yi merkeze çağırdı. Bakalım bu davetten sonra İnce de tornistan yapacak mı? Tekrar ediyorum. Derin CHP’nin bu kadar büyük strateji çizebilecek bir yeteneğe sahip olduğunu düşünmüyorum. Oyunu kuran üst aklın, elindeki imkan ve güç baz alındığında çok daha mücehhez bir yapı olması lazım. Daha önceki yazımda siyasi olarak CHP'nin kendisini geliştirdiğini yazmıştım. Ama Canan Kaftancıoğlu ve Oğuz Kaan Salıcı gibi tilki siyasetçilere rağmen bu kadar iyi iş çıkaracağını düşünmüyorum. Bu sadece siyasi zekayla başarılabilecek bir iş değil çünkü.


Akşener’in masadan kalkıp tekrar oturması siyasi kariyerleri bitmek üzere olan iki kişiye hayat öpücüğü oldu. Erdoğan ve İnce. Hani kendisi ölünce organlarını bağışlayarak hayat kurtaranlar var ya, aynen öyle. Akşener kendisini yakıp, İnce ve Erdoğan’a resmen hayat verdi.


İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Free counters!




Yorumlar

  1. İyi partinin kurulmasını kim planladı ise masaya tekrar oturtan odur. İyi parti yüzde 30 luk sol blokla iktidarı ele getiremeyeceğini gören, bu nedenle yüzde 70 lik sağ bloktan hatırı sayılır bir lokmayı koparıp onların gidebileceği bir adres olsun diye kurgulanmış bir parti. Ne yapsan eli chp ye oy vermeye gitmeyecek sağ kesimi istedikleri çizgiye gelmeyen Erdoğan ve bahceliden ayırıp chp ile birlikte güdümünde almak isteyen kimse odur fail. Aksener arada rolünü unutup çöle çıkış yapsa da gereken müdahale yapılıp olması gereken çizgiye çekilir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız küfür, hakaret vs içermediği müddetçe, en sert eleştirileri dahi içerse yayınlanacaktır.