Bilim, İnsan ve Sanat (V-Son)
Kızıl güneşin oğlu, soylu hilalin kızı! Madem ki niyetlendik avdet etmeye sanatın görkemli kapısından, varsın öyleyse kelimelerimiz ahenge gark olsun, dolsun rengarenk cümleler heybemize. Öyle ki, sanatın kanatlarında nefesimiz kesilsin. Duyularımızdan duygularımıza süren estetik serüven. Daha çocukken, hatta bebekken kapılmışız büyüne, ram olmuşuz sihirli gösterilerine. Ritim, renk, melodi, kıvrımlar, uyum, lezzet derken ilahi kodlarımız bizi sana duçar etmiş. Kimi zaman öylesine güçlüdür ki ateşin, bile bile yangına atmaktan alıkoyamayız kendimizi. Bir çift güzel göze olan sevdamız, nice devletler batırdı. Hangi hayatlar soldu bir bilsen uğruna, hangi uyumlu kıvrımlarda kayboldu benliğimiz. Bazen aç kalmayı, kimi zaman ölmeyi tercih ettik. Biz ademoğluyuz. Zayıfız seninle karşılaştığımızda, Samson’un saçı kesilmiş gibi, tendonu kopmuş gibi Aşil’in. Sana öfkemiz yok ey sanat. Bizimkisi bile bile lades. Hani bir hıncımız varsa, o da sanatkârlara. Kıskanmış olsak gerek. N...