Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Dönemin Sonu mu? (11)

Resim
Genel olarak derin devletten bahsettik. Özelde Türkiye’nin derin devlet yapılanması ve aksiyonlarını değerlendirelim. Gördüğüm kadarıyla ülkemizin derin devleti kurumsal bir yapıda değil. Yani bir başkanı, yöneticileri, hiyerarşisi yok. Devlet kurumlarındaki üst düzey yetkililerin vatan millet sorumluluğuyla takındığı tavır ve işbirliği var. Sadece muvazzaflar değil, emeklilerin de çalıştığı bir yapı. Şahıslar öldükçe, ya da iş göremez hale geldikçe yerlerine yenileri geliyor ve süreğen bir yapı olarak hayatına devam ediyor. Peki derin devletimizde hangi kurumlar daha etkin? Sanırım en öncelikli ve etkili kurum Milli İstihbarat Teşkilatı. Öyle etkin ki sadece başkan ve üst düzey yöneticiler değil, en genç yöneticiler bile mevzuya müdahil olabiliyor. Silahlı Kuvvetler’in üst düzey komutanları, hakeza güçlü bir etkiye sahip. İçişleri Bakanlığı’nda kritik görevlerde bulunan vali, emniyet müdürü gibi isimler yine işin içinde. Yargıdan da çok sayıda yüksek yargı üyesi bu yapının birer parça

Bir Dönemin Sonu mu? (10)

Resim
İmamoğlu, İstanbul’da Ak Parti’nin en önemli kalesini ele geçirerek yeterince sükse yapmıştı. Seçimler iptal edilince bu sefer Binali Yıldırım’ı sürklase ederek ikinci kez kazandı. Ardından Kılıçdaroğlu’nun yıkılmaz denilen saltanatını yıktı. Sonra İstanbul’da bu sefer ezerek seçim kazandı. Beylikdüzü belediye başkanlığı seçimini de sayarsak arka arkaya 5 seçim kazandı ve bunlardan üç tanesinde zımnen Tayyip Erdoğan’a karşı yarıştı. Yerel seçim sonuçları açıklandığında Bursa’daydım. Zafer turu atan araçlarda Bursa gibi bir şehri ilk defa alma başarısını gösteren Mustafa Bozbey’in değil, CHP başkanı Özgür Özel’in değil, İmamoğlu’nun portreleri vardı. Yani İmamoğlu CHP tabanının doğal lideri. Hal böyleyken, İmamoğlu sonraki CB seçimlerinde aday olmaz mı? Banko olur, niyeti mutlak manada bu. Burada önemli bir soruyu soralım: İmamoğlu hangi şartlarda CB adayı olmaz veya olamaz? Bir alicenaplık gösterip Mansur Yavaş’ın aday olmasını isteyebilir mi? Sıfır ihtimal. Peki ya Özel’in adaylığını

Bir Dönemin Sonu mu? (9)

Resim
Şimdi seçim sonuçlarını enine boyuna değerlendirebiliriz.  Adıyaman, Kastamonu, Afyonkarahisar, Kütahya gibi sağın kalesi hükmündeki illeri CHP’nin alması yeterince şaşırtıcıydı. En büyük 5 şehrin CHP’nin eline geçmesi de Ak Parti için yeterince büyük hezimetti. Ama daha ağırı hepsi açık farklarla kaybedilmiş olmasıydı. Milliyetçi muhafazakar Bursa bile 10 puan farkla düşmüştü. Başa baş geçmesi beklenen İstanbul seçimleri de farklı kaybedildi. CHP’nin hanesinde, daha önce ittifaklarla alınan oylardan daha fazlası yazıyordu. Hesaptan, matematikten anlamayan çok sayıda insan seçime katılma oranının çok düştüğünü, bunların hepsinin küskün Ak Parti seçmeni olduğunu, bu yüzden CHP’nin aldığı oy düştüğü halde oy oranının arttığını yazdılar, çizdiler, anlattılar. Oysaki CHP 2019 seçimlerini ittifakla kazanmıştı, bu seferse tek başına seçime girdi. Böyle durumlarda esas olan parti adaylarının aldığı oy değil, il genel meclisinde aldığı oydur. O halde şöyle bir göz atalım. CHP il genel meclisi