Kayıtlar

Son Yazılar

Ortadoğu'da Meksika Açmazı (3)

Resim
Türkiye’nin SDG’den talep ettiği ve yeni Suriye yönetimine dikte ettiği, örgütün lağvedilip Suriye’ye entegre edilmesi projesi ilk başlarda SDG tarafından temkinle karşılandı. ABD Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın açıklamalarını hayretle izliyordum. Sürekli SDG’nin silah bırakması gerektiğini vurguluyor, Türkiye’nin nefsini gıdıklayan açıklamalar yapıyordu. Donald Trump ’ın, 16 Aralık 2024’te “ Ben, askerlerimizin Suriye’de ölmesini istemiyorum. Suriye’de ne olacağına Türkiye yön verecek .” açıklaması da yeterince umut vericiydi. Artık bu işin bittiğine, PKK ve onun başka isimli uzantılarının (PYD, SDG, PJAK) sonunun geldiğine inanılmaya başlanmıştı. ABD, onlarca yıldır bölgede hamiliğini yapıp taşeron olarak kullandığı ve sürekli bağımsız Kürt devleti havucunu göstererek motive ettiği örgütü, kullanılmış bir mendil gibi çöpe mi atacaktı? Bunca yıl her türlü destek ve himayeyle Kürtlere devlet kurdurmak için çırpınan ABD, neden böyle bir tornistan yapsındı ki? Şu anki SDG lideri Maz...

Ortadoğu'da Meksika Açmazı (2)

Resim
Süreci geriden gelerek okumaya çalışalım: Bahçeli, Öcalan'a örgütü lağvetmesi koşuluyla, " Umut hakkı için başvurması ve TBMM'de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması " çağrısı yaptı. (22 Ekim 2024) İlk tepki CHP’den geldi: Özgür Özel “ Türkiye'de bir daha şehit gelmeyecekse, Kürt’ün de Türk’ün de anaları ağlamayacaksa bu sözlere kıymet veriyoruz. Tam destek vereceğiz… Ben de el yükseltiyorum, Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum ” açıklamasını yaptı. Bu açıklamadan bir gün sonra; Tayyip Erdoğan, " Türkiye'nin geleceğinde teröre yer olmadığını herkesin idrak etmesini bekliyoruz. Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresinin kişisel hesaplara kurban edilmemesini ümit ediyoruz. Hep beraber terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye'yi inşa edelim istiyoruz " demeciyle süreci desteklediğini vurguladı. Aynı gün DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları " Kürt sorununun çözüm yolu ...

Ortadoğu'da Meksika Açmazı

Resim
Şu günlerde olan biteni izlemek öylesine zor ve öylesine tedirgin edici ki. Değerli bir ağabeyimiz bir konuşma sırasında durumu çok güzel özetledi: “Çok fazla gelişme, çok az bilinen var.” İşte ürkütücü kısmı tam da burada. Her biri tek başına büyük anlamlar ifade edebilecek bunca hadisenin bir yıl içerisinde olması doğum öncesi sancı gibi duruyor. Yeni bir düzen inşa ediliyor sanki. Her bir gelişme bir diğeriyle ilintili duruyor ve öyle de olmak zorunda. İç ve dış politikadaki dinamikler bağımsız değil, bilakis bu uluslararası bulmacayı çözmek için sadece Türkiye’nin değil, diğer ülkelerin de iç siyaset dengelerini iyi anlamak gerekiyor. Erdoğan’ın karakter analizini yaptığım bir yazımdan alıntı yaparak konuya giriş yapalım. “İktidar şehveti. Erdoğan’ın yukarıda saydığımız bütün özellikleri ve güçlü hitabeti gibi yeteneklerinin tamamı iktidar şehvetine müheyya. İktidar için hangisi gerekiyorsa büyük bir beceriyle o karakter özelliğini öne çıkarıyor. İktidar şehveti çok ağır bi...

Bazen Yenilgide Hayır Vardır

Resim
Konumuz İsrail’in İran’a saldırması. Biraz geriden alarak 12 gün süren bu savaşın sonuçlarını analiz edelim. İran, 1979 Devrimi’yle şah dönemindeki Amerikan sömürgesi ülke kimliğini reddetmişti. Muhtelif ambargo ve dış müdahalelere rağmen Molla Rejimi beka problemi yaşamadan yoluna devam etti. Devrim sonrası birçok devlet adamı suikastlerele öldürülmüştü. Sonrasında Irak bir bahaneyle İran’a saldırmış ve İran 8 yıl boyunca kafasını kaldırıp yoluna bakamamıştı. Humeyni’nin organize etmesiyle Lübnan’daki Şiiler Hizbullah’I kurarak İsrail’in başına bir jandarma diken İran, SSCB’nin yıkılmasıyla önemli bir fırsat yakaladı. Rusya’da ortalığı toz duman götürürken SSCB’nin kritik görevlerde yer alan bazı isimleri bu kargaşayı ekonomik çıkarları için kullanmış ve birçok kıymetli maden ve teknolojik kabiliyeti başka ülkelere satmıştı. İran nükleer silah yapımıyla ilgili ‘know-how’ı bu dönemde ithal etmeyi başardı. İran’ın nükleer programı İsrail için çok ciddi bir başağrısı. Çünkü bir savaş...

CHP'de Neler Oluyor?

Resim
Erdoğan, siyasete ayar verme yetenekleriyle maruftur. Proaktif siyasi hamleleri kendisini hem iktidara getirdi, hem de iktidarda kalmasını sağlıyor. Son dönemde kendisine azalan teveccüh ve biriken öfkeye rağmen sonraki seçimleri kazanabilmek adına hiç beklenmedik hamleler yapıyor. İlk hamlesi doğal rakibi Ekrem İmamoğlu’nu hapse attırmaktı. Ekrem gibi her yanından madrabazlık akan ve bunları yaparken ardında çok sayıda iz bırakan birisini ekarte etmek çok zor olmadı. Fakat bu hamle kendisine de çok yaramadı. Akabinde, Kılıçdaroğlu’nun başkanlıktan indirilip, yenilikçilerin İmamoğlu önderliğinde Özgür Özel’i başkan yapmasıyla sonuçlanan CHP kurultayının iptal edilmesi ihtimalinin önünü açıldı. Başta Lütfü Savaş olmak üzere CHP üyelerinin açtıkları iptal davası mahkemede görülmeye başladı. Ardından birçok CHP’li belediyeye yönelik yolsuzluk operasyonları düzenlendi. Bunların hiçbirisi düzmece değil. CHP üst kadrosunun hırsızlık alışkanlığını öteden beri biliyoruz. Sol cephede deği...

Arap Baharı'nın Tek Gülü: Suriye Devrimi (7)

Resim
Bölgesel Etkiler: Ağır bedelleri olan ve uzunca bir sürece yayılan Suriye Devrimi her devrim gibi kitleler arasında heyecana sebep oldu. İran Devrimi de böyleydi, 15 Temmuz da. Arap Baharı’yla başlayan onlarca başkaldırı hareketinden sadece Suriye Devrimi başarıya ulaşabildi. Yemen’deki Husi ayaklanması hariç diğer tüm ayaklanmalar sönümlendi. Libya’da ve Irak’da da araf pozisyonu devam ediyor. Yani halklar arasında büyük umutlarla yeşeren isyanlar, ağır bir hayal kırıklığıyla sona erdi. Sis perdesi dağıldığında eski tiranların yerinde durduğunu, kullanım süresi geçmiş üç-beş tiranın da yenileriyle değiştiğini gördük. Ama Suriye başarmıştı. Bu başarı bölge halklarının zihinlerinde iyiden iyiye yer etmeye başlayan “çaresizlik” resmine kocaman bir çizik attı; “biz başaramadık, ama demek ki mümkünmüş”. İşte bu duygunun yeşermesi öylesine büyük bir devrimdir ki, kelimelerle anlatılamaz: Çünkü devrim ateşi önce yüreklerde tutuşur. Hama'da halk devrim zaferini kutluyor Şimdi topun ağz...

Neo-Osmanlı'ya Giriş: Suriye Devrimi (6)

Resim
Türkiye: Geldik “trend topic” olmuş filmimizin esas oğlanına. Suriye Devrimi’yle yerinden oynayan taşlar ve sonrasında yeniden dağıtılacak kartlar Türkiye’ye çok önemli bir alan bulma şansı veriyor. Zafere ulaşan Muhaliflerle Türkiye Devleti ve halkı arasında sadece maddi şartların oluşturduğu zarurete dayanan bir hukuk oluşmadı. Tarihi süreçten miras edinilmiş ve izleri kolay kolay silinemeyecek kader birliği kadar, 14 yıllık devrim sürecinde yeniden canlanan sosyal ve psikolojik yol arkadaşlığı da derinlik kazandı. Türkiye’deki birtakım ırkçı unsurların ilkel çıkışlarına rağmen iki millet arasındaki genel havanın pozitif bir seyre girdiğini müşahade ediyoruz. Uluslararası ilişkiler düşünüldüğü kadar nesnel ve mekanik değildir. Mesela aramızda her zaman gerilim olsa da Yunanistan bize Norveç’ten daha yakındır. Çünkü Yunanistan’la kültürel kodlarımız daha uyumludur. Yunanistan’la güçlü bir din bariyerine rağmen anlamlı bir ortak paydası olan Türkiye’nin Müslüman Suriye’yle çok daha ...

Kartları Karalım: Suriye Devrimi (5)

Resim
İsrail: Son dönemde ortalıkta dolaşan bir yorum var; Hamas kendisini ve Filistin’i yaktı, ama Suriye’yi kurtardı. Peki bu İsrail için ne anlam ifade ediyor? Öncelikle İsrail’in çok tedirgin olduğunu not düşelim. Hemen yanı başlarında, eski El-Kaide üyelerinin iktidarda olduğu bir ülke var artık. İsrail neyle yüzleşeceğinin gayet farkında. O yüzden “Suriye’de hilafet rejimi kurulmasına müsaade etmeyeceğiz” şeklinde açıklamada bulundular. Suriye’nin nerdeyse tüm askeri tesislerini ve techizatını 700’den fazla hava saldırısıyla yok ettiler. Dahası Quneytra, Deraa ve Süveyda vilayetlerine kara operasyonları yaptılar. Halihazırda her türlü askeri tacize devam ediyorlar. Suriye hükümetinin kolu kanadı kırık. Ama yerel direnişçiler bile İsrail ordusunu ürkütüyor. Bu öyle her tarafı kuşatılmış gariban Gazze’ye saldırmaya benzemez. Biraz daha abartırlarsa ağır bedeller ödeyebilirler. Dolayısıyla Suriye içinde kara harekatının uzun soluklu olmayacağını tahmin ediyorum. Suriye’nin uluslararası...

Taşlar Yerinden Oynarken: Suriye Devrimi (4)

Resim
Biz bugün Suriye Devrimi’ni gördük, yaşadık. İnsan içindeyken bir olayın tarihi izdüşümünü veya önemini tam kestiremeyebilir. Halbuki kendimizi olan bitenden sıyırıp daha geniş bir perspektiften yorum yapabilsek farklı tabloları müşahade edebiliriz. Dünya’da ABD, Rusya ve Çin başat aktörler gibi algılansa da son üç asırda en büyük oyun kurucu hep İngiltere olagelmiştir, hala da öyledir. Birleşik Krallık uluslararası siyasette çiğ davranmaz, şov yapmaz. Bilirler ki çok konuşan, çok açık verir. Sadece elzem durumlarda kafa gösterirler. Mesela Kıbrıs’ta garantör devlet İngiltere’dir, yani Kıbrıs süper güçlerden İngiltere’nin oyun alanıdır. Hatta sadece Kıbrıs değil, tüm Doğu Akdeniz. İsrail’i kurdular, Irak ve Suriye’de yıllarca at koşturdular, Mısır’da hakeza hep söz sahibiydiler, Malta zaten uydu devletleriydi. Geçtiğimiz on yıl içerisinde Kıbrıs’ta ve civarı deniz sahanlıklarında çok sayıda gelişme oldu. Herkes konuştu, aksiyon aldı, sadece İngiltere’den ses çıkmadı. Mesela Türkiye...